Platon (Esas adı Eflatun olduğu halde, heybetinden dolayı geniş omuz anlamına gelen “Platon” diye bilinir), insanların gerçeği algılama sürecini “Devlet” kitabında şöyle açıklar: “Hayal et bir mağarayı. Mağaranın içinde, duvarlara zincirlenmiş insanlar var. Bu insanlar doğdukları günden beri zincirlere bağlı oldukları için arkalarındaki duvarı göremezler. Arkalarında bir ateş var ve ateşin ışığı, mağaranın önündeki bir duvara yansır.

Mağaranın önünde ise insanların taşıdığı nesnelerin gölgeleri belirir. Örneğin, bir hayvanın ya da bir nesnenin gölgesi... Zincirlenmiş insanlar sadece bu gölgelere ve yansımalara bakarak gerçeklik hakkında fikir sahibi olabilirler. Onlar için bu gölgeler gerçeklikleridir çünkü dış dünyayı göremezler.

Platon'a göre, insanlar gerçek bilgiye, zihinsel keşfe ve felsefi anlayışa sahip olmak için bu mağaradan çıkmalıdırlar. Mağaradan çıkan bir kişi dış dünyayı görür ve gerçek nesnelerin, gerçek formların ve gerçekliklerin bu gölgelerden ibaret olmadığını anlar.”

Platon'un bu benzetmesi, insanların sadece duyularına dayalı olarak edindikleri bilgilerin yanıltıcı olabileceğini ve gerçeğe ulaşmak için düşünce ve zihinsel keşfin önemini vurgular. Bu felsefi anlatı, insanların gerçeği sadece duyularla değil, zihinsel kavrayış ve felsefi düşünceyle anlayabileceklerini ifade eder. Bir başka ifadeyle; düşünen, sorgulayan, itiraz eden insanların mutlaka ödeyecekleri bir bedel vardır, aynı Platon’un aforizmasındaki mağaradan bir şekilde dışarı çıkıp, nesneleri gerçek gözle gören kişi gibi! O kişi ki, mağaradakilere gerçeği anlattığı, onların hülyalarını yıktığı için dışlanır, hırpalanır, zındık hatta hain ilan edilir. Yaklaşık 2400 yıl önce yaşayan büyük düşünürün tespitlerinin,  günümüzde geçerliliğini koruduğunu söylemek çok abartılı olmasa gerek…  

O BİR MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANI: BÖREKÇİZADE RIFAT EFENDİ

Böyle bir Millî Mücadele’nin örneği dünya tarihinde yok, bu Kuva-yı Millîye ruhu öyle bir ruh ki, herkes bu ruhu özümsemiş, herkes bu ülküye inanmış! 4. Tümen’in 42. Alay komutanı Yarbay Hüseyin Avni Beyi’n ifadesi ile: “Bu savaş fetih, yağma savaşı değil, vatan savaşı. Hiçbir hatayı affetmeye hakkımızın olmadığı bir savaş…” Kim yok ki bu mücadelede; generalinden ayağında çarığı olmayan askere, Fatma Seher’in kadın çetesinden, kağnıcı kadınlara kadar... Bıyığı henüz terlemiş On beş yaşındaki delikanlıdan, İstanbul’daki şaşaalı hayatı bir anda elinin tersiyle iterek Halide Onbaşılığı tercih eden Halide Edip’e kadar... Kahraman İneboluluların binbir meşakkatle Anadolu’ya sevk ettiği cephaneleri, 77 mm’lik top mermilerinin içini boşaltmadan 75 mm’ye tornalayan Kavak Ahmet Usta ve arkadaşlarına, din adamlarına kadar. İşte Börekçizade Rıfat Efendi bu ruhun kahramanlarından birisi, Gazi Mustafa Kemal’i Dikmen bayırında karşıladığı 27 Aralık 1919’da Ankara Müftüsü, sonrasında ilk Diyanet İşleri Başkanımız. Vahdettin’in  emri ile Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendinin Gazi Mustafa Kemal Paşa hakkında verdiği idam emrine karşı, “Anadolu Fetvası” yayınlayan 21 kişilik din heyetinin başkanı olan muhteşem bir adam. Bir ulusun kaderini değiştiren o fetvaya göre;  “Halifelik makamı düşman devletlerin işgali altındaydı, İngiliz kanunları tatbik ediliyordu, İzmir-Adana-Antep-Maraş-Urfa’ya tecavüz ediliyordu, düşman tarafını tutanlar en büyük günahı işlemiş olurdu, bu nedenle düşmana karşı açılan savaşta ölenler şehit, hayatta kalanlar gazi olurdu, düşman devletlerin zorlamasıyla çıkarılan fetvalar dinen muteber olmazdı.” 5 Mart 83. vefat yıldönümü idi bu büyük adamın, rahmetle, saygıyla, özlemle anıyoruz. Dünyanın en haklı, en onurlu, en meşakkatli, en katılımcı “Kurtuluş Savaşı’nın” tüm kahramanları; “Vatan size minnettar…”

NOT: 5 Mart 24. vefat yıldönümü İzzet Baysal’ın, kendi adını taşıyan vakıfla başta eğitim olmak üzere hayır işleriyle tanınan Mimar-İşadamı. Yine 5 Mart 1934 Reşit Galip’in vefat tarihi, üniversite reformlarından hatırladığımız değerli Milli Eğitim Bakanımız. 6 Mart 38. vefat yıldönümüydü Egemen Bostancı’nın, eğlence dünyamızın özel insanlarından birisiydi. Yine 6 Mart özlemle hatırladığımız karikatürist Nehar Tüblek’in 29. vefat yıldönümü. 7 Mart 1990’da menfur bir suikast sonucu kaybettik Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç’i. 8 Mart Büyük Atatürk’ün en beğendiği komutan ve devlet adamlarının başında gelen birisi olan Yıldırım Beyazıt’ın 621. Vefat yıldönümü. Yine 8 Mart, 80 yaşında kaybettiğimiz Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 80. vefat yıldönümü. 10 Mart 1999’da Salah Birsel’i, yine 10 Mart 2013 tarihinde Metin Serezli’yi kaybettik. 11 Mart zirve eseri Abdülcanbaz’la unutulmazlar arasında yerini alan Turhan Selçuk’un 14. vefat yıldönümü. Rahmetle, saygıyla, özlemle anıyoruz kaybettiğimiz değerlerimizi,  ruhları şad olsun…

FİLM: Viva Zapata. Yön: Elia Kazan. (Aslen Kayserili olup, İstanbul doğumlu olan yazar ve yönetmen. Doğum adı itibarı ile Elias Kazancıoğlu). Başrollerde: Marlon Brando, Anthony Quinn. Yapım Yılı: 1952.

Senaryosunu Nobel Ödüllü John Steinbeck’in yazdığı biyografiden uyarlanan bir sinema klasiği. Sıradan bir Meksika köylüsü iken bir halk kahramanına dönüşen Emiliano Zapata’nın destansı hikâyesi. 7 Mart Meksika devriminin 113. yılına ithafen

 

ROMAN: Başta Pembe İncili Kaftan ve Kaşağı olmak üzere Ömer Seyfettin’in tüm hikâyeleri. (6 Mart 104.vefat yıldönümü anısına)

Her hikâyesi bugün bile okunabilecek nitelikte olup, büyük yazarın ölümsüz eserlerini çocukların mutlaka okuması, büyüklerin tekrar hatırlaması adına…

ROMAN 2: Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç- Hüseyin Rahmi Gürpınar- (80. vefat yıldönümü anısına). İlk yayımlanma tarihi: 1912- Tüm eserlerinde olduğu gibi yazarımızın eski ve yeni İstanbul ikileminin çok güzel örneği bir başyapıt…

ŞİİR: Kamer Hanım– Salah Birsel (10 Mart 25. vefat yıldönümü anısına)

Gün gelecek Kamer Hanım

Gençliğini düşünecek

Hafifçe daralacak kalbi

Mutfağa doğru gidecek

Yumurtayı çırparken kasede

Durup saçlarını çözecek

Şurup kaynayacak bir kenarda

Hatıralar üşüşecek

Ve yayıldıkça mutfağa pasta kokusu

O da endamını gerecek

Bir tabak alacak raftan

Hacivat beni sevmişti sahi diyecek

Gün gelecek Kamer Hanım

Boyuna pasta pişirecek

YANLIŞ: Kanımca

DOĞRU: Bana göre

GÜNÜN SÖZÜ: “Tutkularını yenmiş bir insan, dünyanın en verimli toprağını ele geçirmiştir.Friedrich Nietzsche

ÜTOPYA: Uzun yıllardır kuşlardan mahrum olan Terravenenum semalarında bir karga görüntülendi. Amatör kamerayla kendisini görüntüleyen kişinin başına pisleyen karga, sonra yine kayıplara karıştı!..

RÜYA: “Resimlerimi düşlüyor ve düşlerimi resmediyorum.” Vincent Van Gogh

YALAN:Dürüstlüğün ne kadar çok, yalanın ise ne kadar az kişiyi hayrete düşürdüğünü düşünmek insanın cesaretini kırıyor. Nöel Coward

DELİ: “Hiçbir sahici deli bir başkasının çomağıyla pısmaz. Çomağını saklayan deliler, dünya hesaplarına hala akıl erdirebilenlerdir.” Murathan Mungan/Meskalin 60 draje

HAYAT-MEMAT: “Hayat yalnızca geriye dönük anlaşılabilir, ama ileriye doğru yaşanmak zorundadır.” Saren Kierkegaard

ŞADİ-İ ŞİRAZİ’DEN: İster zengin, ister fakir. Herkes bu kapının ve bu toprağın kölesidir. Hatta zengin olanlar daha da muhtaçtırlar

TEBESSÜM: Hayır!.. Senden nefret ettiğim falan yok. Sadece hayatını devam ettiren fişi, cebimin şarjını takmak için çekiyorum, o kadar!..