İvan Denisoviç; “Aslında gerçek bir kişinin adı değil, Aleksander Soljenitsin'in ünlü eseri "İvan Denisoviç’in Yaşamında Bir Gün’ün”  ana karakterinin adıdır. Bu karakter, Sovyet Gulag sistemine düşmüş ve Sibirya'da bir kampta hapis yatmış bir mahkûmu temsil etmektedir. Kitap, Soljenitsin'in kendi deneyimlerinden ilham alınarak yazılmıştır. Soljenitsin, Gulag sisteminin acımasızlığını ve insanların nasıl dayanıklılık gösterdiğini anlatarak, Sovyet toplumunda yaşanan baskı ve adaletsizliği eleştirmiştir. Dolayısıyla, İvan Denisoviç bir kurgu karakteridir, ancak gerçek yaşanan olaylardan esinlenmiştir. “İşbu satırlar”  yapay zekâ “ChatGPT’ye”ait! Stalin döneminin baskıcılığını, totaliterliğini anlatan kitapların içinde belki de en önemlisi sayılabilecek bu eserdeki esas  “Hüner” bir çalışma kampı mahkûmunun yaşadığı yirmi dört saati “sular seller” gibi okunan bir kitaba dönüştürebilmek, zaten herkesin de “Bir Soljenitsin” olamamasının nedeni de bu değil mi? (Alexsander Soljenitsin kitabın yayımlanmasından bir süre   sonra ABD’ye iltica etmek zorunda kaldı)  Romandan esinlenerek anlatmaya çalıştığımız  “Bisikletlinin bir gününe” gelecek olursak; “Kâbus gibi” olduğunu söylemekle başlayalım. Ana caddeden gitmeye kalktığınızda her an “Empati yoksunu” bir sürücünün gazabına uğramanız, kendinizi cadde ortasında “ İki seksen” serili bulmanız işten bile değil! Haliyle kaldırımı tercih ettiğiniz de ise, sizi  gördüğü halde “Yol vermeyen, bu kaldırım bize ait, senin burada ne işin var” dercesine davranan (haksız da sayılmazlar, kaldırım onlara ait!) yayalarla mücadeleniz söz konusu!. Aslında işin en ilginç ve trajik  yanı şu ki; Yaya ya da araç içindeyken “Göremediğiniz, hissedemediğiniz, fark edemediğiniz”  insan davranışlarını  “Dehşetle” görüyor olmanız!. Sanki herkes topyekûn “Burada bisikletliye hayat hakkı yok” diye söz birliği etmiş! Hadisenin sosyolojik, psikolojik yanlarına uzmanlar ve ilgililer bakadursun,, biz olan biteni en kısa, en yalın şekliyle ifade etmeye çalıştık! Çözüm kısmı “Erk” mahallinde. Bir ülkeyi uygar sınıfına sokan temel özelliklerden birisidir  “Bisikletli”   sayısı ülkenin uygarlık derecesini gösterir…

Dipnot: Bahsi geçen Bisikletli bizatihi şahsımdır!.

NOT 1: Sivasspor son oynadığı maçta  (Yazımızı yazı işlerine teslim ettiğimizde Konyaspor maçı henüz oynanmamıştı)  kendi sahasında Fenerbahçe ile puanları paylaşırken, hem kendi adına büyük bir başarı istatistiğine imza attı, hem de ligin kalan haftalarına daha rahat, daha keyifli girme imkânını yakaladı. Bu sezon itibarı ile Beşiktaş ve Trabzonspor’u mağlup eden, Galatasaray ve Fenerbahçe’den de puan alan ligimizde bir başka takım yok. Sıkıntılı başlayan bir sezonun sonunda, “Avrupa” hedefinin (Matematiksel olarak) hala devam ediyor olması,  gelinen noktanın ne kadar değerli olduğunun somut bir göstergesi. Emeği geçenlere çok teşekkürler…

NOT 2: Dünyanın en haklı, en meşakkatli, en onurlu  “Kurtuluş Savaşı” sonucunda kurulan Cumhuriyetimizin en temel sembollerinden birisi kuşkusuz 23 Nisan. Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramımızı coşkuyla kutlarken,  ecdadımızı başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, saygıyla, minnetle, rahmetle, hasretle bir kez daha yâd etmiş olduk. Bu arada her zaman olduğu gibi, Anıtkabir yine on binlerce ziyaretçiyle doldu taştı. Ülkem insanı, Büyük Atatürk’e olan sevgisinin, özleminin asla bitmeyeceğini bir kez daha ortaya koydu...

NOT 3: Salih Bozok; Rahmetli Atatürk’ün ta çocukluktan arkadaşı, kadim dostu, sırdaşı, yaveri. 25 Nisan 1941’de kaybettiğimiz bu yiğit “Kuvayı-i Milliyeci’yi ” rahmetle, saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun…

NOT 4:Ali Ekber Çiçek; Türk Halk Müziğimizin üstadı, bir büyük sesi ve derlemecisi. “Haydar Haydar’ı” ondan daha güzel söyleyen var mıdır? 26 Nisan 18. Vefat yıldönümünde anıyoruz, saygıyla, rahmetle özlemle…

NOT 5: Celal Atik; Soyadını bizatihi rahmetli Atatürk’ün verdiği bir büyük güreşçimiz. 1948 Londra Olimpiyatları ve 1951 Helsinki Dünya Şampiyonasında aldığı altın madalyalar ile zirve yapan, bununla birlikte onlarca başka uluslararası dereceleri olan bir “Anadolu çocuğu” 27 Nisan 45. Vefat yıldönümüydü. Rahmetle, saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun…

FİLM: Kuşlar (The Birds)Yönetmen: Alfred Hitchcock (29 Nisan vefatının 44.yılı anısına) Başrollerde: Rod Taylor, Jessica Tandy Yapım yılı: 1963/ABD Yıllar yılı “Korku” filmlerinin usta yönetmeni diye bellediğimiz bir sinema dâhisi ve belki de en bilinen filmi…

 ROMAN: Panorama–Yakup Kadri Karaosmanoğlu. (Cumhuriyet sonrası siyasi tarihimizle bir gezintiye çıkmak, çok partili rejime geçme aşamasındaki sıkıntılı anlar. Her devirde görmeye alıştığımız “Çıkar grupları”, yalnız kalan “İdealistler”… Diplomat ve milletvekili olarak ta görevlerde bulunan, “Kuvayı Milliye”  kahramanlarından birisi olan yazarımızdan bir solukta okunacak bir başyapıt)

ŞİİR: Hatırlama– Ahmet Hamdi Tanpınar (Yedek subay/ Öğretmen Osman Kaya arşivinden)

Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak,

Rüyalarım kadar sade, güzeldin,

Baş başa uzandık günlerce ıslak

Çimenlerine yaz bahçelerinin.

Ömrün gecesinde sükûn, aydınlık

Boşanan bir seldi avuçlarından,

Bir masal meyvası gibi paylaştık

Mehtabı kırılmış dal uçlarından.

 YANLIŞ: On bir başladı, on birde başladı! Günümüz futbol spikerlerinin ısrarla yaptığı “Fahiş” yanlışlardan sadece biri.(Yöneticileri ya da amirleri tarafından denetleniyor, “Suç ve ceza” mekanizması işliyor olsa böylesine aymaz olabilirler mi?)

DOĞRU: İlk on birde başladı, ya da ilk on birde başlamadı!..

 GÜNÜN SÖZÜ: “Yaşıyorum. Taraflıyım. Bu yüzden iştirak etmeyenlerden nefret ediyorum. Bu yüzden kayıtsızlardan nefret ediyorum. “ Antonio Gramsci (27 Nisan 87.vefat yıldönümü anısına)

OYUN: “Çocukların oyunlarına benziyor insanların yaşama tarzı, önce hor kullanıp sonra atıveriyorlar oyuncaklarını.” William Cowper

NORMAL-ANORMAL: “Normallik iyi döşenmiş bir yoldur. Yürümesi çok rahattır ama üzerinde tek bir çiçek yetişmez.” Vincent Van Gogh

İNSAN ÜZERİNE: “Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı./Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım…/Saydım insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.” Didem Makak/ Ah’lar ağacı

ÜTOPYA: Terradilcuim halkının güvenliğinden sorumlu olan HH’lerin (Huzur Hizmetlileri), silah benzeri herhangi bir alet taşımayı reddederek greve gitmesi sonucunda bu uygulamaya son verildi!..” Metis

RÜYA: “Aklın uykusu canavarlar yaratır.” Francisco Goya

YALAN:Küçük bir hakikat büyük bir yalandan iyidir. Leonardo Da Vinci

DELİ: “İnsanlardaki delilik kurnaz kedi bir şeydir. Kaçıp gittiğini düşündüğünüzde, daha güç ayırt edilen bir biçime bürünmüş olabilir.” Herman Melville /Moby Dick

HAYAT-MEMAT: “Yaşamın içinde ölümle çevriliysek, anlayışın sağlığı içinde de delilikle çevriliyiz.” Ludwig Vittgenstein

ŞADİ-İ ŞİRAZİ’DEN: Halka zulmetmekle yaşayan zalim dünyada kalmaz. Nihayet bir gün ölür gider, lakin o daima lanetle anılır ve ona edilen lanet daimi kalır.

TEBESSÜM: Trafik polisi arabası kırsalda, yol kenarındaki ağaca fena halde bindirmişti. Sağda oturan inerken, sürücü polise baktı.. “Vay be” dedi, “Kaza mahalline hiç bu kadar çabuk varmamıştık!..” Hıncal abiyi özlemle…