"Hayatın amacı mutlu olmak değildir. İşe yarar olmaktır. Onurlu olmaktır. Merhametli olmaktır. Yaşadığın süre boyunca bir fark yaratmaktır!" Ralph Waldo Emerson'un bu tesbitinin ardından bir kıssayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Eski zamanlarda hayatın anlamının ne olduğuna kafayı takmış bir adam yaşarmış. Kendi kendine düşünmüş ama bir sonuca varamamış. Başkalarına sormaya karar vermiş. Ülke ülke dolaşmış ama aldığı yanıtlar ona yetmemiş. Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona; “Şu karşıki dağda yaşlı bir bilge yaşar, ona git, belki o sana aradığın yanıtı verebilir!” demişler.

Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş. Bilge;

“Sana bunun yanıtını söylerim ama önce bir sınavdan geçmelisin!" demiş.

Adam sınavı kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı adamın eline vermiş ve kaşığı zeytinyağı ile doldurmuş. “Şimdi çık ve bahçede bir tur at, tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et, kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse sınavı kaybedersin!” demiş.

Adam, gözü çay kaşığında, bahçeyi turlayıp gelmiş.

Bilge bakmış ve “Kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?” diye sormuş.

Adam şaşkınca; “Ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki!” demiş.

Bunun üzerine bilge; “Şimdi yine bahçeyi dolaş, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel!”, demiş.

Adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzelliklerle büyülenmiş... Geri geldiğinde bilge, adama “Bahçe nasıldı?” diye sormuş.

Adam; “ Manzara muhteşemdi!” demiş.

Bilge gülümsemiş ve “Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış!” demiş ve eklemiş;

“Hayat senin bakışınla anlam kazanır; ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, böylece akıp giden zaman anlam kazanır!”

Kıssadan hisse. Ders almak gerekir. Unutmayalım ki;

Hayat, uzun bir soluklu insanlık dersidir. 1079 Nobel Barış ödülü sahibi, Arnavut kökenli, insan hakları aktivisti Mother Teresa’nın sözlerine kulak vermek gerektiği kanaatindeyim;

“Yaşamak servettir, korumayı bil...

Yaşamak bilmecedir, çözmeyi bil...

Yaşamak güzelliktir, kıymetini bil...

Yaşamak mutluluktur, tatmayı bil...

Yaşamak aşktır, sevgidir, keyfini çıkarmayı bil...

Yaşamak rüyadır, gerçekleştirmeyi bil...

Yaşamak oyundur, oynamayı bil...

Yaşamak verilmiş bir sözdür, tutmayı bil...

Yaşamak hüzündür, aşmayı bil...

Yaşamak şarkıdır, söylemeyi bil...

Yaşamak mücadeledir, kabullenmeyi bil...

Yaşamak trajedidir, göğüslemeyi bil...

Yaşamak maceradır, göze almayı bil...

Yaşamak şanstır, kullanmayı bil...

Yaşamak görevdir, tamamlamayı bil...

Yaşamak yaşıyor olmaktır, uğruna savaşmayı bil!”

Son olarak Amerikan satrancının büyük ustası olan ve hayatı boyunca olağanüstü başarılar elde eden Robert Byrne'nin hayatın amacı hakkında bıraktığı güçlü bir mesajı sizlerle paylaşarak konuyu nihayete erdirmek istiyorum;

"HAYATIN amacı AMAÇLI bir hayattır!"

İşte her şeyin başladığı yer burası!

Son can alıcı soru şu olsun;

"Sizin de hayatınızın bir amacı var mı, yok mu?"

Selam ve dua ile!