Günümüzün gazeteciliği veya medya sektörü ile geçmişin medyası arasında dağlar kadar uçurum var. Eskiden bilgili, kültürlü, belirli bir bilgi dağarcığına sahip, alanında uzman kişiler bu sektörde çalışırken artık yeterli bilgi seviyesi olmayan, birçok konudan uzak, bu alanda derinlemesine eğitim almayan kişiler çalışmaya başladı. Öyle ki eskiden basın sektöründe olanlar yabancı dil bilir, belirli konularda uzmanlaşır ve işini en doğru şekilde yaparlardı. Şimdilerde ise ne yabancı dil bilen var, ne herhangi bir konuda uzmanlaşan ne de işimi doğru bir şekilde yapayım diye ahlak sahibi olan. Bu sektörde çok değerli, çok bilgili, uzmanlaşmış kişiler mevcut lakin o kadar azlar ki… Bahsettiğim bilgisiz ama kendini de çok bilgili zanneden basın çalışanları kendilerini rezil etmekten öteye geçemiyorlar. İşin garibi ise bu rezillik sadece onlara kalmıyor, bütün camiaya sıçrıyor. Bütün medya sektöründe çalışanlarının değerini düşürüyorlar.
            Savaş muhabirlerinin alanları biraz daha farklıdır. Bu kişiler uluslararası ilişkileri, siyaseti, coğrafyayı çok iyi bilmek zorundalardır. Gittikleri alanlarda hangi konumda bulunduklarını, nerede neler bulunduğunu bilmezse olmaz. Aynı şekilde yabancı dil konusunda çok iyi olmalı ki, röportaj yapabilsin, çevresindeki yazıları okuyup anlayabilsin veya yetkili birisi açıklama yaptığında doğru ve net bir şekilde anlayıp aktarabilsin. Eskiden bu şekilde seçilip görevlendirilirdi savaş muhabirleri. Dış politika departmanları en kalifiyeli kişilerden oluşurdu. Şimdilerde ise ağlanacak halimize güler olduk. Habertürk Tv’nin dış politika ve güvenlik politikaları yayın koordinatörü Çetiner Çetin, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı takip etmek için Ukrayna’ya gitti ve canlı yayına bağlanıp Ukraynalı bir gençle İngilizce konuşup röportaj yapmak istedi. İngilizcesinin iyi olmadığı hatta neredeyse hiç İngilizce bilgisine sahip olmadığı görülen Çetiner Çetin, kendini eleştirmek yerine birde karşısındaki Ukraynalı gencin İngilizcesinin iyi olmadığını söyleyip düştüğü rezalet durumdan kurtulmak istedi. Bırakın savaş muhabirini, bir televizyonun dış politika ve güvenlik politikaları yayın koordinatörü bile İngilizce bilmiyor ve Türk halkının zekasıyla, İngilizce bilgisiyle dalga geçerek kendini aklamaya çalışıyor.