Bugün bilim ve teknoloji o kadar ilerlemiş durumdadır ki "Ben Müslüman'ım!" diyen ve bununla da övünen bir kimsenin hala hayat kitabımız Kur'an'ı anlama çabası içerisinde olmaması kabul edilebilecek bir durum değildir!..

Hayat kitabımız Kur'an-ı Kerim'in hedef kitlesi akıl sahipleridir. İnsanların aklını harekete geçirmek, onların kalbine dokunmak ilahi kelamın temel hedefidir. Diğer bir ifadeyle insana ulaşmada Kur'an'ın en büyük silahı, onun düşünce melekelerini devreye sokmaktır!.

"Andolsun ki; Biz bu Kur’an’ı öğüt alınsın diye akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?" Kamer Sur, 54/17

Bu ayette dile getirildiği gibi Kur'an kendisini anlamayı vurgulamakta; mesajlarını anlayacak akıl ve gönüllere çağrı üstüne çağrılar yapmaktadır.

Anlamadan Kur'an okumak aklı işlevsiz hâle getirmektedir.

Okuduğumuzda ne manaya geliyor ayetler. Bizlere ne mesajlar veriyor. Çağa ne ışıklar saçıyor. Zira akılda tutulmayan, manası okunmayan, kalbe nakşedilmeyen ayetlerin bizim hayatımıza yansıması ve ışık tutması mümkün değildir!..

Mesela; hak ve hukukun söz konusu olduğu bir yerde, adaletli davranmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan ayetleri hatırlayabilmeliyiz.

“Siz ey imana ermiş olanlar! Sizin, ebeveyninizin ve akrabalarınızın aleyhine de olsa, Allah rızası için hakikate şahitlik yaparak adaleti gözetmeye azmedin. O kişi zengin de olsa fakir de olsa, Allah’ın hakkı onların her birinin [hakkının] önüne geçer. Öyleyse, kendi boş arzu ve heveslerinize uymayın ki adaletten uzaklaşmayasınız. Çünkü, eğer [hakikati] çarpıtırsanız, bilin ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır!” (Nisa 4/135)

Yine başımıza musibetler geldiğinde veya imtihanlara tabi tutulduğumuzda, Mevla'nın bizleri sabretmemiz sebebiyle müjdelediğini ifade eden ayeti düşünebilirmiyiz?

“Muhakkak ki ölüm tehlikesiyle ve açlıkla, dünya malının, canın ve [alınteri] ürünlerinin kaybı ile sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele!” (Bakara Sur, 2/155)

Yine kin, husumet ve kibir gibi nefsani ve şeytani dürtmeleri iç dünyamızda hissettiğimizde, ilgili ayetlerin içerdiği uyarı ve ikazları aklımıza getirebilmeliyiz.

“Onlardan sonra gelenler, “Ey Rabbimiz!” diye yalvarırlar, “Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve imana ermiş olan[lardan hiçbiri]ne karşı kalplerimizde yersiz ve uygunsuz düşünce veya duygulara yer bırakma. Ey Rabbimiz! Sen şefkat Sahibisin, rahmet kaynağısın!” (Haşr Sur, 59/10)

Kısaca; Kur'an'ı hayatımıza taşımak ve onun aydınlığında yürümek için, ayetleri akıl ve kalbimizle muhakkak buluşturmalıyız!.

Duam odur ki;

Aklımı, ruhumu ve tüm benliğimi ideolojik örgülerden arındırmama vesile olan Kur'an'ın anlamı ile beni buluşturan Rabbe hamdü senalar olsun!..