Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
İkindi vaktine kalan
Sivas
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,3914 %0.07
45,6352 %0.21
Ara
Çocuklara Sınav Değil, Gerçek Bir Çocukluk Verin

Çocuklara Sınav Değil, Gerçek Bir Çocukluk Verin

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Her yıl milyonlarca çocuk, adına LGS dediğimiz bir maratona giriyor. Sekizinci sınıf öğrencileri, yani daha 14 yaşında olan çocuklar… O yaşta hayatta eğlenmeleri gerekirken, onlara koca bir hayatı “şimdiden planlamaları” emrediliyor.

Veliler diken üstünde, öğretmenler baskı altında, öğrenciler stresin tam ortasında. Çocuklar değil sanki küçük yaşta büyümek zorunda bırakılmış bir nesil. Çünkü bir sınav var. Çünkü o sınavda başarılı olamazlarsa, iyi bir liseye gidemezlerse, “gelecekleri kararacakmış” gibi davranılıyor.

Peki ya bu çocuklardan biri o gün hasta olursa? Ya bir kayıp yaşamışsa, psikolojik bir süreçten geçiyorsa? Ya bir aile trajedisi yaşıyorsa, yoksullukla mücadele ediyorsa? Aynı sınavda, aynı başarıyı göstermesini nasıl bekleriz? Hangi vicdanla?

Her çocuğun şartı aynı değil. Kimisi özel dersle büyüyor, kimisi kardeşine bakarak. Kimisi akşam bilgisayar başında test çözüyor, kimisi iş yerinde ailesine yardım ediyor. Eğitimde fırsat eşitliğini yaratamamış bir ülkede, çocuklardan eşit başarı istemek en büyük çelişkimiz.

Bir de yetenek meselesi var. Hepimiz biliyoruz: Kimi matematikte parlıyor, kimi resimde, kimi sporda. Ama biz ne yapıyoruz? Herkesi aynı kalıba sokuyoruz. Herkesi aynı sınava. Herkesi aynı müfredata. Sonra da başarı bekliyoruz.

Oysa çocuk dediğimiz varlık; oyunla, gülüşle, hayal kurmakla büyür. 14 yaşındaki bir çocuğun geleceğini belirlemeye çalışmak; sadece bir eğitim hatası değil, bir insanlık meselesidir. O yaşta bir çocuk, sınavla değil, çocuklukla sınanmalı.

Fen lisesi, Anadolu lisesi, proje okulları, özel okullar… Hepsi ayrı kulvar. Hepsi farklı kalite. Peki neden? Neden her lisede nitelikli eğitim olmasın? Neden öğretmen kalitesi, kaynaklar, ders ortamı standart olmasın? Neden her çocuk, hangi mahallede doğarsa doğsun, aynı eğitime ulaşamasın?

Çünkü biz yıllardır sınavları konuşuyoruz, çocukları değil. Sıralamaları konuşuyoruz, yetenekleri değil. Puanları konuşuyoruz, hayalleri değil.

LGS gibi sınavlar, çocuklarımızın zihinlerine erken yaşta stres tohumları ekiyor. Ve biz bu tohumların çiçek açmasını bekliyoruz. Ama çocukların ihtiyacı sınav değil; anlayış, destek, oyun, doğa, sanat, müzik, spor…

Türkiye'nin gerçek eğitim reformu, sınav sistemini yeniden düşünmekten geçer. Çocuklarımızın yeteneklerini erken keşfetmekten, onlara uygun yollar açmaktan, her okulu kaliteli hale getirmekten geçer. En önemlisi de şundan geçer: 14 yaşındaki bir çocuğun sırtına, hayatının yükünü değil, hayallerinin rengini vermekten…

Bu nedenle bu sınavlara dur demek zorundayız. Bu sistemi, çocuklarımızın omuzlarındaki yükü sorgulamak zorundayız. Çünkü geleceği; sınav kağıtlarına değil, özgürce düşünen, hayal eden ve mutlu olan çocukların kalplerine yazmalıyız.

Onlara sınav değil, gerçek bir çocukluk armağan etmeliyiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *