Dijital Perdenin Ardındaki Işık: Görme Engelliler İçin Erişilebilir Bir İnternet
Dijital çağın içinde hızla yol alırken, bilgiye ulaşmak artık birkaç tıklık bir mesafede. Ancak herkes için mi gerçekten? Gözlerle görülen dünyanın dışında, bir de sesle algılanan bir internet var. Bu dünya, görme engelli bireyler için ekran okuyucular aracılığıyla var oluyor.
Ekran Okuyucular: Gözlerin Sesi
Görme engelliler için internet, genellikle bir ses ortamıdır. Ekran okuyucular adı verilen yazılımlar, bilgisayarda veya telefonda yer alan yazılı metinleri sese çevirerek kullanıcıya aktarır. JAWS, NVDA, VoiceOver ve TalkBack gibi araçlar, web sitelerinin içeriğini anlamanın en temel yoludur. Ancak ekran okuyucu ne kadar gelişmiş olursa olsun, erişilebilir olmayan bir site karşısında susmak zorunda kalır.
Kodun Görmediği Kör Noktalar
Ne yazık ki birçok internet sitesi, sadece görsel tasarımı dikkate alarak inşa ediliyor. Oysa bir resmin alt açıklaması yoksa, bir butonun işlevi etiketlenmemişse, menüler klavye ile kontrol edilemiyorsa ya da dinamik içerikler ekran okuyucuya bilgi vermiyorsa, bu site görme engelli biri için neredeyse yok hükmündedir.
Bu durum, modern erişilebilirlik anlayışına aykırıdır. Çünkü gerçek erişilebilirlik, yalnızca bir siteyi görsel olarak hoş yapmak değil, onu her birey için kullanılabilir kılmaktır.
Herkes İçin Web: Kapsayıcı Tasarımın Önemi
Web Erişilebilirlik Yönergeleri (WCAG), bu noktada evrensel bir pusula işlevi görür. Uygun başlık yapıları, alternatif metinler, klavye erişimi, anlamlı bağlantılar gibi ilkeler sadece teknik detaylar değildir. Bunlar, bir bireyin habere, eğitime, kamu hizmetlerine, hatta sosyal hayata katılımının anahtarıdır.
Görme engelli bireyler de haber okumak, alışveriş yapmak, üniversiteye kayıt olmak ya da dilekçe yazmak ister. Ancak erişilemeyen bir site, görünmeyen bir duvardır. O duvarın arkasında hayat devam eder ama kişi, kendi sesini o hayata ulaştıramaz.
Bir Satır Kodla Değil, Bir Damla Empatiyle
Son yıllarda bazı şirketler, “tek satırlık kodla erişilebilirliği sağlıyoruz” diyerek çeşitli eklentiler sunmakta. Ancak bu çözümler çoğunlukla yüzeyseldir ve gerçek ihtiyaçlara cevap vermez. Çünkü erişilebilirlik bir eklenti değil, felsefedir. Kullanıcının kim olduğunu düşünmek, onun yerine empatiyle tasarlamak demektir.
Sonuç: Erişilebilirlik Lütuf Değil, Hak
Görme engelliler için erişilebilir internet, bir ayrıcalık değil, temel bir haktır. Bu hakkın ihlali, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda dijital çağın adaletsizliğidir. Bu nedenle geliştiriciler, kurumlar, kamu yetkilileri ve tasarımcılar erişilebilirliği önceliklendirmeli; kod satırlarının ardına sadece işlev değil, insan onurunu da yerleştirmelidir.
Çünkü görmeyen gözler için internet, ancak duyulan bir ışıkla aydınlanır. Ve o ışık, duyarlılık ve sorumlulukla kodlandığında tüm toplum parlar.