Kuddusi İhsan Efendinin söylediklerini yazmaya devam ediyoruz: Bu zaman zor ama mükafatıda çok. Evet, biz ahir zamanda yaşıyoruz, bunu bile kabul etmeyenler var. Ehli Sünnet vel-cemaat inancında bunların tartışılacak yeri yoktur. Biz kıyamet alametlerine inanırız. Ne gibi? Mehdi’nin çıkması gibi, “Min hurucid-Deccal” Deccal’ın çıkması gibi, Meryem’in oğlu İsa (a.s.)’ın gökten inmesi gibi. Güneşin batıdan doğması gibi, yerden Dabbet-ül Arzın çıkması gibi alametlere olduğu gibi inanırız. İmamı Azam “Fıkhı Ekber” inde aynısını söylüyor ve diyor ki: “Peygamberimizin hadisleriyle sabit olan kıyamet alametlerinin hepsinin olduğu gibi meydana geleceğine inanırız.” Bu konuda değişik yorumlar yapmak, konuyu sağa sola çekmek, tevil yapmaya kalkmak hiç kimsenin haddi değildir.

  Ya Ehli Sünnetsin ya değilsin kardeşim: (Tasavvuf yolunun sırları, s. 38) Gerekli İzah: Şu yazdığım iki paragraf içinde cevap verilmesi gereken birçok konu var. Sıra ile söylemesi gerekirse: 1- Ehli Sünnet: Kur’an’ı Kerim de Ehli Sünnet diye tanım yoktur, ama Ehli Kitap vardır. Mesela: Yahudiler ve Hıristiyanlar kitap Ehli olarak geçerler. Ümmeti Muhammede de Kur’an Ehli Kitap (Ehli Kur’an) ve daha açık olarak Ehli İslam denir. Zten Ehli Sünnet deyimi Hicri ikinci asrın sonlarına doğru Ahmet İbn Hanbeli mezhebinin taraftarlanıca üretilmiştir.

  Daha sonra ise İslam’da itikadi mezhebe isim olarak verilmiş ve ikiye ayrılarak bir koluna İmamı matüridinin izahları; ikinci koluna da İmamı Eşari’nin görüşleri yerleştirilmiştir. Bu ikisinden başka Hariciler, Şia, Mutezile, Cebriye ve daha başka birçok itikadi mezhep doğmuştur. Hâlbuki dinin kaynağı Kur’an’dır ve orada imanın şartları Bakara 177, 284-285 ve Nisa suresi 136. Ayetlerde beş tane olarak sayılmıştır. Bunlar: Allah’a iman, Resullere iman, Kitaplara iman, Meleklere iman ve Ahiret gününe imandır. Hatta imanın şartleri olan bu beş madde Peygamber Efendimizden rivayet edilen ve Cibril hadisi olarak bilinen meşhur hadisde de bu beş madde sayılmıştır. Sahihi Buharinin ve Müslimin iman bahsinde bu hadis yine ayetlerde olduğu gibi beş madde olarak geçmektedir.

  Daha sonra itikatta bölünmelerin olması ve itikadi mezheplerin doğması ile üzerinde en çok tartışılan madde olan kader inancı ilave edilmiş ve altıya çıkarılmıştır.

2- İmamı Azamın Hadis anlayışı: Hadisle meşgul olanlar bilirler ki, İmamı Azam Hicri 150 de vefat etmiştir. Hadisler bu tarihe kadar tam olarak toplanmamıştı, daha çok dilden dile naklediliyordu. Bu nedenle imam meşhur tarihi sözünü söylemiş, Kaynağını Kur’an’dan almayan söz hadis olmaz “demiştir. İmamı Azamın görüş ve kanaatları daha çok talebeleri İmamı Yusuf ve İmamı Muhammed’in yazdığı kitaplarla bize ulaşmıştır. Başta “Fıkhı Ekber” olmak üzere bazı kitaplar İmamı Azama aittir diye söylense de bugün kesin olarak anlaşılmıştır ki “Fıkhı Ekber” imamı Azama ait bir kitap değildir.

  Dolayısıyla kaynağını Kur’andan almayan Mehdilik, Deccal’ın çıkması, İsa’nın nüzulü, Dabbetül Arz gibi kıyamet alametleri İmamı Azamın bildirdiği olması muhtemel olaylar değildir. Çünkü bunların olacağını bildiren hadislerin sahih olmadığını hadis âlimlerinin çoğu kabul etmektedir. Bu dört maddeyi ayetle delillendirmek mümkün değildir.

Hadislerin de en güvenilir kabul edilenlerinden birer tane örnek yazıyorum: Mehdi Hadisi: Bir numaralı hadis: “Dünyada sadece bir gün kalsa, Allah o günü uzatır da, o günde benden veya Ehli Beytimden, adı adıma, babasının adıda babamın adına uyan bir adam gönderir.” Görüldüğü gibi bu sözde “Mehdi” diye bir isim geçmez ve bu söz, yine Peygambere isnad edilen “Benden sonra Kureyş’ten 12 halife gelir” sözünü teyit etmek için uydurulmuştur.

  Uydurulduğu açıktır, çünkü Peygamber Efendimizden sonra Kureyş’ten 12 halife gelmemiştir. Zaten rivaetlerine en çok güvenilen Buhari ve Müslim, hadis âlimlerince sahih kabul edilen kitaplarına bu sözüde ve Mehdi hakkında zikredilen hadisleri de almamışlardır. Ehli Şia ve Ehli Sünnetin geleceğini söyledikleri Mehdiler de aynı kişiler değildir. Her taraf, kendi Mehdisinin geleceğini ispat etmek için binlerce hadis uydurmuşlardır. (Konu devam edecek)