HER DEM DOĞDUK YA ŞIMDI ?
Sınıfta kalmış bir öğrenciye öğretmeni, utanmıyor musun aynı sınıfı ikinci kez okumaya diyor. Öğrencide, asıl sen utanmıyor musun 25 senedir aynı sınıfı tekrar ediyorsun cevabını veriyor. Aynı sınıftan kasıt, Hiçbir şekilde kendini geliştirememek, başladığı çizgiden bir adım ileriye gidememek. Kur'an da iki türden bahsediliyor. Birincisi beşer, bende sizin gibi bir beşerim, buna örnektir. İkincisi ise insan. İnsan sabırsızdır, nankördür vb...
** Beşer bir "imek" tir var olmak, bulunmaktır, Yeryüzünde yaşayan türlerin tamamı beserdir. Gelişimini sağlayanlar insandır. Insanı, İnsan yapan özellik isyan özelliği olduğuna inanıyorum. Zaten yapısında var olan özelliktir . İki günü eşit olan ziyan dadır, hadisi şerifi gözümün önünde dururken, bu toplum da bir eser bırakıp, fıtratımda var olan, kendini sürekli güncelleyen varlık olarak ben, birşeyler üretmek zorunda olduğuma inanıyorum. Bunun için beşeri uyandırmak, harekete geçirmek için çalışacağım, üreteceğim, ziyan da olmamaları için, karanlığa bir mum yakıp insani vasıflarını tebliğ edeceğim beşere. Buna mecburum. Müslüman olmam bunu gerektirdiği için yapmak zorundayım. Kur'an, uyuşuk olmamaktan bahsederken, beşeri dinamikliğe sevkederken, insanlığa ulaştıracak yolu gösterirken, zor birşey mi açıp okuyup uygulamak? Hayatta yaşayarak tecrübe edip, birşey üretmeden 50' li yaşlara geldikten sonra yani hayatının neredeyse yarısında sınıfta kalmış olarak o yaşa gelince, şurdan şöyle olur diye nasihat vermek ne kadar etkili olur ki? Zaten nasihat kendi yediğinden arta kalan pastayı ısıtıp, başkasının önüne koymaksa, İnsan karşısındakini örnek alıp Aynı davranışı yapacağı belliyken anlatmak, kelime israfindan veya bilgeçlik yapmaktan başka ne işe yarayabilir ki? İşte bu duruma isyan ediyorum. Ibretlik olaylar anlatılacaksa, Insanca yaşamak anlatılacaksa Rabbimizi dinlemek öyle ki o Kur'anın etkileyici beliğ sözlerinden düşünüp uygulamak daha etkili olmaz mı? Benim iman ettiğim husus tam olarak bu. Sınıfta kalmamak için, kendimi ve toplumu guncellestirmek için, bu Ankebut haline dönüşmüş yapıyı sapasağlam bir noktaya getirip, beşerlikten, insanlığa kavuşturmak için tek yolun Kur'an'ın eşsiz nasihati, sözleri olduğuna inanıyorum. Insanlar gerçekten bir farkına varıp, farzı yerine getirseler, Oku'salar, Müslümanlar düştükleri bu dar boğazdan kurtulacaklar.
** İnsanlar geçmişe sürekli özlem duyarlar. Sümerler, Nuh tufanindan önceki o altın çağı özlemişler, Bizler Osmanlı İmparatorluğu döneminde ki o mureffeh seviyeyi vs. Geçmişe özlem ve gelecekte gelmesini beklediğimiz düzenleyici, Insanın arzu ettiği özlemi, ütopyası.Bu noktadan dolayı arzu edilen, gelecekte ki güzelliğe ulaştırması için beklenilen Mehdi'nin oluşturulması gerçekliği, bizi bu durumla karşı karşıya getirir. Kimse elini taşın altına koyma durumuna gitmez. Hep birinin gelip kurtaracak olması beklentisi haliyle tembelliğe yitmiştir. Aliya Izzetbegoviç te diyor ya bu sebepten. Mehdi bizim tembelliğimizin adıdır diye. "İnsan yeryüzünün halifesidir " ayeti kerimesi apaçık dururken, İnsan için Cenabı Allah sen benim halifemsin, Bana inan, adım at seni hidayete ulaştırıp, kalbine rabıta vereceğim müjdesi gözümüzün önünde dururken, birilerini beklemek, Kur'an ile aramızın ne kadar açık olduğunu gösterir. Sınıfta kalmayacak artık bu ümmet, Müslümanların halife olduğunu hatırlatacak, Müslümanlığın haysiyetine talip inanmış dört adama ihtiyacımız var. Yeryüzünü yeniden inşa etmek mecburiyetindeyiz. Anayasamız Kur'an ile beşerden insana dönüştürecek, sonunda bir insanı kurtarıp bütün alemi kurtarmış heyecanıyla artık yola düşmenın vakti geldi. Bu ümmet sınıfta çok kaldı artık yeniden Bismillah çekmenin vakti gelmiştir. Yunus un dediği gibi "Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası" Biz Müslümanlar her devirde dirilmeyi bildik yine sınıflar çağlar geçmeyi bilmeliyiz. Kur'an ile geçilir, açılır bu yol. Her dem doğduk ya şimdi ?Kur'an'â tutunduysan müslüman, cihan senin çünkü yâr sana Yaradan