KÖRLÜK ORTADAN KALKACAK MI?
Yapay Zekâ, Ciborg Teknolojisi ve Erişilebilirliğin Yeni Ufukları
“Bütün saadetler mümkündür…
Bahtsızların biraz gülümsemesi…
Körlerin gün görmesi,
Mümkündür bütün mucizeler…
Ana, baba, evlat, bütün kaybolanlar…
Ebedî bir sabahta buluşmamız bir daha.
Ölüler! Hepimiz için yalvarın Allah’a…”
— Ziya Osman Saba
“Görmek sadece gözle değil; akılla, sezgiyle ve teknolojiyle mümkündür.”
— Selman Devecioğlu
Giriş: Gözlerİn Göremedİğİnİ Teknolojİ Görebİlr m?
Dijital çağın yükselen ışığı, insanı merkeze alan yeni bir soruyu gündeme getiriyor: Görme yetisi olmayan bireyler için, görmenin başka yolları mümkün mü?
Bu soruya yanıt yalnızca yapay zekâ ve çip gücünde değil; aynı zamanda insan-makine bütünleşmesiyle, yani ciborg (cyborg) teknolojilerinin erişilebilirlikteki yükselen rolünde gizlidir.
2025 yılı itibarıyla erişilebilirlik yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir inovasyon meselesidir. Bu inovasyonun merkezinde artık sadece ekran okuyucular ya da sesli komutlar değil; bedenle bütünleşen yapay zekâlar, duyuları yeniden inşa eden teknolojiler ve mikroçip tabanlı destek sistemleri yer alıyor.
1. AMD ve Nvİdİa: Bİr Çİp Savaşı, Bİn Umut
Yeni nesil yapay zekâ uygulamalarının kalbi, güçlü donanımlarda atıyor. AMD’nin MI350 çipi ve Nvidia’nın Blackwell B200 modeli yalnızca performans yarışında değil; erişilebilirliğin sınırlarını genişletme yarışında da önemli bir rol oynuyor.
- AMD, CDNA 4 mimarisiyle güç verimliliğini artırarak daha az ısınan ve mobil sistemlere uygun bir altyapı sunuyor.
- Nvidia ise yüksek bant genişliğiyle büyük görsel veri modellerini daha hızlı işleyerek yapay zekâ çözümlerine canlılık katıyor.
Bu çipler; düşük gecikmeli görsel betimleme, nesne tanıma ve çevresel analiz gibi hizmetleri mümkün kılarak görme engellilere yönelik sistemlerin altyapısını güçlendiriyor.
2. ChatGPT, Gemİnİ ve Seslİ Akıl
ChatGPT, Gemini gibi yapay zekâ modelleri yalnızca soruları yanıtlamakla kalmıyor; görme engelliler için dijital bir rehbere dönüşüyor.
Bu sistemler:
- Görüntüleri tanıyıp açıklayabiliyor (örneğin bir müzede tabloyu anlatmak),
- Web sitelerini sesli olarak gezdirebiliyor,
- Kişiye özel menüler sunarak sadeleştirilmiş bilgi sağlayabiliyor.
Bu modeller, görme engelliler için ekranın ötesine geçerek yapay zekâ destekli bir dijital asistan gibi hizmet veriyor.
3. Az Görenler İçİn Yeni Duyular: Cyborg Teknolojİsİ
Bu noktada artık klasik yazılım çözümlerinin ötesine geçiyoruz: Cyborg (Sibernetik Organizma) teknolojileri.
Geliştirilen bazı sistemler, az gören bireylerin sinir sistemiyle entegre çalışan optik protezler veya beyin dalgalarına duyarlı gözlükler sayesinde daha net görmesini sağlıyor.
Örnekler:
- Bionic Vision Australia: Görsel bilgiyi retinaya değil, doğrudan beyin korteksine ileten cihazlar.
- Second Sight’s Argus II: Gözlük içine yerleştirilmiş kamera ile retina protezini birleştirerek görsel algıyı yeniden kazandıran bir sistem.
- Neuralink ve benzeri beyin arayüzleri: Görme dışındaki duyuları yeniden devreye sokarak “algısal bir dünya” sunuyor.
Bu gelişmeler, görme engelli bireyin bir bakıma teknolojiyle “görme” yetisini yeniden inşa etmesi anlamına geliyor. Artık görme, yalnızca biyolojik bir gerçeklik değil; sibernetik bir olanak hâline gelmiştir.
4. Yapay Zekâ ve Erİşİlebİlİrlİk: Yarın Nasıl Olacak?
2025 ve sonrası için öngörülen başlıca dönüşümler şunlardır:
- Kameralı yapay zekâ gözlükleri, yolda yürürken tabelaları, mağaza isimlerini, hatta insanların yüz ifadelerini analiz ederek sesli olarak aktarabilecek.
- Kendi kendini tanıyan asistanlar, kullanıcının okuma-yazma tarzına göre içerikleri sadeleştirecek.
- Sanal gerçeklik ile desteklenen Braille eğitimi, taktil (dokunma) duyusu üzerinden eğitim fırsatlarını artıracak.
- Yapay zekâ tabanlı göz protezleri, görsel veriyi doğrudan beyne iletecek — tıpkı bir kameranın kablosuz bağlantıyla görüntü aktarması gibi.
Bu gelişmeler, teknolojinin bireyin yerine düşünmesini değil, bireyin yanında yürüyen akıllı bir dost olmasını sağlayacak.
5. Etİk ve Erİşİlebİlİrlİğİn Yenİ Tanımı
Ciborg sistemler ve yapay zekâ desteğiyle erişilebilirlik bir adım daha öteye geçiyor. Ancak bazı önemli sorular da gündeme geliyor:
- İnsan nerede başlar, teknoloji nerede biter?
- Yapay zekâ, görme engellinin yerine mi geçer, yoksa onun gözü ve sesi mi olur?
- Erişilebilirlik artık sadece bir hak mı, yoksa bir yatırım mı?
Bu sorulara verilecek en sağlıklı cevap, teknolojinin “engel”i değil, eşitliği ve insan onurunu merkez almasıyla mümkündür.
Sonuç: Görmenİn Yenİ Yolu
Görmek bazen bir cümleyi işitmek, bir tebessümü duymak ya da bir sokağın sesini tanımaktır.
Görme engelli bireyler için teknolojinin sunduğu bu yeni dünya, yalnızca ekranın içinden gelen seslerle değil; ciborgsal dönüşümle bedenle birleşen zekâlarla daha güçlü ve kapsayıcı hâle geliyor.
AMD ve Nvidia’nın çip savaşı, ChatGPT ve Gemini’nin dijital rehberliği, biyonik gözler ve nöro-gözlükler… Tüm bu gelişmeler birleştiğinde, erişilebilirlik artık bir seçenek değil, çağın vazgeçilmez insan hakkıdır.
Gelecek artık daha “görünür”… Çünkü teknoloji, gözü olmayanın gözü, sesi olmayanın sesi, umudu olmayanın umudu olabilir.