Ekonomi, sağlık, tarım ve göç gibi başlıklarda değerlendirmelerde bulunan Babacan, Sivas’ın sahip olduğu tarihsel mirasa rağmen ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti.
Kentteki ekonomik ve sosyal sorunların genç nüfus üzerinde doğrudan etkili olduğunu vurgulayan Babacan, “Sivas, bu ülkenin en köklü şehirlerinden biri. Ancak bugün artık göç veren bir kent haline geldi. Sivas, kendi gençlerini burada tutamıyor. Aynı sorun Türkiye genelinde de yaşanıyor. Gençlerimiz artık ülkede kalmak istemiyor. Bunun temelinde de sosyoekonomik dengesizlikler yatıyor” dedi.
Babacan, sanayileşmenin yetersizliğine de dikkat çekerek, uzun vadeli ve sürdürülebilir kalkınma planlarının gerekliliğini vurguladı. Sivas’ın geniş tarım ve hayvancılık potansiyeline rağmen bu alanlarda da istenilen seviyeye ulaşılamadığını ifade etti.
“Tarımsal sulama projelerinin beş yıl içinde tamamlanması gerekiyordu. Ancak Sivas’ta bu konuda hâlâ ciddi sorunlar var. Bu da plansızlık, programsızlık ve kaynak yetersizliğinden kaynaklanıyor. Tarıma ayrılan desteklerin büyük kısmı faiz ödemelerine gidiyor” diyen Babacan, tarım ve hayvancılıkta yaşanan gerilemenin Sivas gibi tarım arazisi bakımından güçlü şehirleri olumsuz etkilediğini söyledi.
Türkiye genelinde yaşanan enflasyon artışı ve yüksek faiz politikasına da değinen Babacan, “Merkez Bankası faiz artırdıkça devletin borçlanma maliyeti de artıyor. Bu da ekonomik dengeleri daha da bozuyor. Siyasi tercihlerle yapılan bazı atamalar da ülke gerçeklerinden kopuk sonuçlar doğuruyor” değerlendirmesinde bulundu.
Sivas’ta sağlık hizmetlerinin yetersizliğinin vatandaşlar tarafından sıkça dile getirildiğini belirten Babacan, “Yaşanabilir bir şehir için sadece ekonomik değil, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerin de güçlendirilmesi şart” ifadelerini kullandı.

Babacan, konuşmasının sonunda Sivas’ın spor alanında da desteklenmesi gerektiğini belirterek, “Sivasspor’un son dönemde yaşadığı sıkıntılar da genel ilgisizliğin bir yansıması. Keşke böyle olmasaydı” dedi.