BAĞIMSIZLIĞA GİDEN YOL: GÖRME ENGELLİLERİN HASTANE YOLCULUĞU VE ERİŞİLEBİLİRLİK MÜCADELESİ
Bir şehir düşünün… Herkesin sağlığa ulaşma hakkı var ama bazıları bu yolda yalnız yürüyemiyor. Hastalanmak, sağlık hizmetine ihtiyaç duymak herkesin başına gelebilecek bir durumken, bu hizmete ulaşmak bazıları için başlı başına bir imtihan. Görme engelliler için bir hastaneye gitmek; sadece bir sağlık kontrolü değil, bağımsızlık sınavı, sabır mücadelesi ve çoğu zaman insan onuruyla çelişen bir ricada bulunma sürecidir.
Hastaneye Gitmek: Bir Görme Engelli İçin Ne Demek?
Görme engelli bir bireyin evinden çıkıp bir hastaneye ulaşması, gören bir bireyin gözünde belki birkaç adımdan ibarettir. Ama o adımlar, görmeyen biri için bilinmezliğin içine atılan adımlardır. Gideceği hastaneye hangi otobüsle gidecek? Durakta kim yardımcı olacak? İnince sarı çizgi var mı? Hastane girişini nasıl bulacak? Hangi danışma masasından yönlendirme alacak? Bu sorular, görmeyen birinin her hastane randevusunda baştan sona tekrar yaşadığı bir kaygı haritasıdır.
Görme engelli bireylerin neredeyse tamamı, hastaneye yalnız gitmek yerine bir yakınına, komşusuna ya da bir gönüllüye “Beni hastaneye götürebilir misin?” diye sormak zorunda kalır. Bu soru, görmeyen bireyin bağımsızlığını değil, toplumun yapısal ihmallerini gözler önüne serer. Zira görme engelli, istemediği hâlde yardım istemek zorunda bırakılır. Bu da bireyin özgürlük alanını daraltır, psikolojik olarak da yıpratıcıdır.
Fiziki Erişilebilirlik: Var mı, Yok mu?
Bugün birçok hastane binasında hâlâ sarı iz takip çizgileri bulunmamaktadır. Oysa bu çizgiler, görme engellilerin bastonlarıyla yönlerini bulmalarını sağlayan en temel fiziksel düzenlemelerdendir. Ne var ki ya hiç yapılmamış ya da yapıldıktan sonra üzerine bank konmuş, bitki saksısı yerleştirilmiş ya da zamanla silinmiştir.
Danışma bankoları genellikle yoğunluktan dolayı yetersiz kalır ve burada görme engelliye rehberlik edebilecek bir personel bulunmaz. Hatta bazı hastanelerde “refakatçiniz nerede?” gibi cümleler hâlâ sorulmakta, bireyin tek başına hastaneye gelmiş olmasına şaşkınlıkla bakılmaktadır.
Asansörlerin sesli yönlendirme sistemleri ya yoktur ya da çalışmamaktadır. Braille (kabartma yazı) ile yazılmış yönlendirme levhaları nadirdir. Kat planları, tuvalet ve muayene odalarının yerleri görme engelli için erişilmesi mümkün olmayan bir bilgi kümesine dönüşür.
Yönlendirme Hizmeti Neden Önemli?
Görme engelliler için hastanelerde hasta yönlendirme birimlerinin aktif çalışması hayati önem taşır. Gönüllü rehberler, erişilebilir dijital sistemler ya da personel desteği bu anlamda kritik rol oynar. Gören birey için birkaç dakikalık bir işlemi, görmeyen birey saatler süren bir mücadeleyle tamamlamak zorunda kalabiliyor. Bir poliklinikten diğerine geçiş bile büyük bir keşif yolculuğuna dönüşüyor.
Yönlendirme hizmeti olmayan bir hastanede, görme engelli birey her adımda bir başkasının koluna tutunmak zorunda kalıyor. Bu ise sadece bir fiziki ihtiyaç değil, aynı zamanda bireyin kendi beden sınırlarının ihlal edildiği bir durum hâline gelebiliyor.
Yardım Değil, Erişilebilirlik!
Görme engelliler yardım istemek istemiyorlar. Onların istedikleri şey, bağımsız bir birey gibi hareket edebilmek. Bu da ancak şehirlerin, hastanelerin ve toplu taşımanın erişilebilir hâle getirilmesiyle mümkün olur. Bu noktada, acil olarak yapılması gereken bazı düzenlemeler var:
• Tüm hastanelerde sarı iz çizgilerinin standartlara uygun şekilde uygulanması ve korunması
• Braille alfabesi ile yazılmış yönlendirme levhaları
• Sesli asansör sistemleri
• Eğitimli hasta yönlendirme personelleri
• Dijital rehberlik uygulamaları
• Hastane girişinde rehber refakat sistemi
Sonuç: Erişilebilirlik, Bir Lütuf Değil, Hak!
Görme engelliler için hastaneye gitmek, sıradan bir işlem değil, her defasında yaşanan bir insanlık sınavıdır. Bu sınavı kolaylaştırmak, bireyin yaşamını erişilebilir hâle getirmek, sadece sosyal bir sorumluluk değil aynı zamanda anayasal bir haktır. Engelli bireylerin hastanelere ulaşımı, onların “iyileşme” hakkını doğrudan etkiler. Ve hiç kimse, sağlığına ulaşmak için bir başkasına mahkûm edilmemelidir.
Unutulmamalıdır ki, erişilebilir bir hastane sadece engelliler için değil, yaşlılar, çocuklar, dil bilmeyenler ve herkes için daha insanca bir hizmet demektir.