Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Sivas
Parçalı bulutlu
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,2771 %0.28
44,9322 %0
Ara

Sevgi neydi?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

“Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin.(Yakışıklısın)”

 

“Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki…”

 

“Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki…”

 

Yazar, Çünkü türü sevginin, Eğer türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi, bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz, hoş bir şeydir, egomuzu okşar. Bu tür, olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama derin düşünürseniz, bu türün, “Eğer” türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki, bu tür sevgi de, yükler getirir insana.. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artik ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar.  Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer.

 

Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler.

 

Sınıfın en güzel kızı, yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'si ile hava atan delikanlı, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler.

 

“O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?” diye soruyor, Toyotome...

 

“Çünkü türü sevgi de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz” diyor.

 

Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var...

 

Birincisi... “Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz?” korkusu...

Tüm insanların iki yani vardır. Biri dışa gösterdikleri...  Öteki yalnızca kendilerinin bildiği... “İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse” korkusu buradan doğar.

 

İkincisi de... “Ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa...” endişesidir.

 

Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış.

 

Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı aynı

  şehirde oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını... Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş... Japon yazar “Toplumlardaki sevgilerin çoğu 'Çünkü' türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insani hep kuşkuya düşürür” diyor...

 

“Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne?..” Ve iste sevgilerin

en gerçeği!..

 

“Üçüncü tür sevgi benim 'Rağmen' diye adlandırdığım türdür” diyor yazar.

 

Bir koşula bağlı  olmadığı  için ve karşılığında  bir şey beklenmediği için “Eğer” türü sevgiden farklı bu.. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığı esas olarak almadığı için “Çünkü” türü sevgi de değil.

 

Bu üçüncü tür sevgide, insan “Bir şey olduğu için” değil, “Bir şey olmasına rağmen” sevilir.

 

Rağmen sevgi... Esmeralda, Qusimodo'yu dünyanın en çirkin,   en korkunç kamburu olmasına “rağmen” sever.

 

Asil, yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına “rağmen” deli gibi âşıktır.

 

“Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insani olabilir. Bunlara 'rağmen' sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile...”

 

Burada insanin, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor.

 

Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine “rağmen” olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *