Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Sivas
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,7505 %0.36
43,6658 %0.31
Ara

Kadına Şiddet, Toplumun Ahlâki Çöküşüdür

YAYINLAMA:

İşte, son 6 yılın ürkütücü istatistikleri:

2017: 409 kadın öldürüldü.

2018: 440 kadın öldürüldü.

2019: 474 kadın öldürüldü.

2020: 300 kadın öldürüldü.

2021: 280 kadın öldürüldü.

2022: 334 kadın öldürüldü.

2023 (ilk 10 ay): 228 kadın öldürüldü.

          Bu veriler, üzerinde düşünülmesi, konuşulması ve acilen harekete geçilmesi gereken bir ‘utanç tablosunu’ ortaya koyuyor. Tecavüz, taciz, dayak ve kadın cinayetleri, insanlığın kör bir düğümü... Bu sorunların çözümü için sessiz kalmamalı, duyarsız kalmamalıyız.

          Adamlıktan dem vurup insanlıktan nasip alamamanın acı sonuçları, somut verilerle karşımızda duruyor. Kadının bir birey olarak kabul edilmemesi ve cinsiyet faşizminin devam etmesi, cehaletin izlerini gözler önüne seriyor.

          “Hangi dinde, hangi dilde yazıyor kadınlara zulmetmek?” Bu soruyu sormak, kadına yönelik şiddetin kültürel ve toplumsal bir sorun olduğunu anlamak adına çok önemli. Din, dil, ırk ayırt etmeksizin, kadınlara yönelik zulüm karşısında durmalıyız.

         Eşit bir dünya isteği, bu kadar basit ve doğal bir talepken erkeklerin eşit şartları kabul etmemesi neden bu kadar ağır ve zor geliyor? Şartların eşit olmadığı bir dünyada yaşamak, insanlığın ilerlemesine büyük bir engel teşkil ediyor. Eşitlik için çaba sarf etmek, toplumsal bir sorumluluktur ve bu sorumluluk bilincini toplumun her kesimine özellikle erkeklere indirgemek gerekiyor.

        Şu anda bu yazıyı okurken bile belki bir kadın can veriyor, bir kadın şiddete maruz kalıyor. Bu acı gerçeği göz ardı etmemek ve toplum olarak sorumluluk almak zorundayız. Kadına yönelik şiddetin son bulması için sadece yetkililer değil, her bir birey olarak hepimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Unutmamalıyız ki, kadına yapılan her şiddet eşitlik ve insan haklarına yapılmış bir saldırıdır. Ve son bir hatırlatma; güç, sevgide gizlidir, şiddette değil.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *