Bugün Allah için ne yaptın?

     Gün toplantıların, çay sohbetlerin, zikir buluşmaların, yürüyüşlerin, gezintilerin, ziyaretlerin, mangal sefaların vs. Dedikodu ile mi geçti onca vakit yada onun bunun gıybetini yaparak mı yada tuttuğun takımın attığı yada kaçırdığı gollerin kritiğini yaparak mı yada ne biliyim hiç mi hiç sevmediğin partililerin aleyhinde propaganda yaparak mı? Aldığın arabanın, gittiğin mağazaların, takındığın takıların, kullandığın markaların insanlığına islamlığına ne kadar yansıması oldu mesela? Hastalığa düçar olmuş bir komşun var alt katında biliyor musun? Fakirlik yoksulluktan kıvranan kimseler var arka sokakta biliyor musun? Sürekli alışveriş yaptığın esnaf arkadaşın batmış iflas etmiş ekmeğe muhtaç olmuş haberin var mı?  Komşunun kızı yada oğlu güzel bir fakülteyi kazanmış fakat babasının gücü olmadığından okutamayacakmış duydun mu? 

        Bilirmisin bir ayet var. 

        Bilirsin bilirsin. 

        Yaşadığın şehrin ev, arsa, tarla ve gayrimenkul piyasalarını borsa gidişatlarını bilipte Tövbe Suresi. 24. Ayeti bilmemen imkansızdır. Okumuşsundur mutlaka. Yada duymuşundur. En azından akşam iftar sofralarımızın yada sahur vaktimizin vazgeçilmez popüler isimleri mutlaka bu ayeti paylaşmıştır. 

         İşte Tövbe Suresi 24. Ayeti:

         “Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, mensubu bulunduğunuz topluluk, kazandığınız mallar, kötüye gitmesinden kaygı duyduğunuz ticaret ve pek hoşlandığınız konaklar; Allah’tan, O’nun Elçisi’nden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyorsa, Allah’ın buyruğu gerçekleşinceye kadar bekleyin! Ne ki Allah, sorumsuzca davranan bir toplumu doğru yola yöneltmez!"

        Hayat çok kısa dostlar!

        Bir sürü anlamsız şey uğruna vaktimizi birikimimizi kazancımızı heba etmeyelelim. Her şey gelip geçici. Kalıcı olan ne varsa ona yatırım yapalım. Allah için bol bol iyilik ve infak yapalım. İnsanları mutlu etmeye bakalım. İnsanların yardımına koşalım. Allah'ın istediği bir hayatı kendimiz için vazgeçilmez yapalım.             Tamam gezelim tozalım yiyelim içelim giyinelim kuşanalım buna itirazım yok. Her insanın mutlaka bunlara ihtiyacı var. Tüketim çılgını olmayalım. Kendi heva ve hevesimizin tutkunu olmayalım. Düşeni kaldıralım, ağlayanı güldürelim, kuruyanı yeşertelim, zayıflayanı güçlendirelim, batanı kurtaralım, acısı olanın acısına ortak olalım. İnanın ki zor değil bunlar.           Allah hiç kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez dostlar. Yarına dair hiç birimizin garantisi yoktur ki. Hatırlar mısınız dün deprem olduğunda nice trilyoner kimseler üzerine giyecek atlet dahi bulamadılar. Dün Ortadoğunun en zengini aileler savaş başladı sığınacak bir kapı bile bulamadılar. Bir bomba herşeylerini altüst etmişti. Bir illet virüs belası nice dağları devirdi ve devirmeye de devam ediyor. Malesef küresel çapta hep birlikte yaşıyoruz bu belayı. Nefsimize dur demenin, gem vurmanın vaktidir artık. 

          Ayette buyurur ya: "Bu gidiş nereye?" diye. 

          Bu gidiş Allah(cc) 'a olsun dostlar. Bu gidiş İslamlığımızı ve insanlığımızı bir tık daha yükseltmeye ve yüceltmeye olsun. Attığımız her adım vicdanlarımızı bir tık daha diri tutsun. Sergilediğimiz bakış açısı fıtratımızda bir tık daha canlılık meydana getirsin. Merhamet edelim ki merhamet edilsin. İyilik edelim ki iyilik bulalım. Düşeni kaldıralım ki düştüğümüzde kaldırsınlar. 

          Unutmayalım ki ne ekersek ekelim onu biçeriz.

         Selam ve dua ile..