Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
İkindi vaktine kalan
Sivas
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,7520 %0.36
43,6625 %0.29
Ara

GÜNÜN AYETLERİ-3- BAKARA 177-183-184-185-186-187-285-286

YAYINLAMA:

177- (Gerçek) iyilik, yüzlerinizi doğu ve(ya) batı tarafına çevirmeniz değildir. Gerçek iyilik, kişinin Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere inanmasıdır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (yardım) isteyenlere ve kölelere sevdiği maldan harcamasıdır. (Ayrıca) namazı kılması, zekâtı vermesidir. (Bunlar) antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirenlerdir. (Dahası), sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenlerdir. Doğru olanlar işte bunlardır! [Muttakî]ler (duyarlı olanlar) da işte bunlardır! 

183-Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. 

184-Size farz kılınan bu oruç, sayılı günlerdedir. Fakat içinizden her kim hasta veya yolcu olur da orucunu tutamazsa, Ramazan’dan sonraki diğer günlerde bunu telâfî etmelidir.
İçinizden, —hasta veya yolcu olmadığı hâlde— oruç tutmakta zorluk çeken yaşlılar, hamileler, iyileşme ümidi kalmamış hastalar... gibi devamlı mazereti olan ve bu yüzden, ancak güçlükle oruç tutabilen kimselere gelince, onlar oruç tutmayabilirler, fakat bunun karşılığında fidye vermeli, yani tutamadıkları her gün için, —maddî imkânlarının elverdiği ölçüde— bir yoksulu doyurmalıdırlar.
Fakat her kim fazladan iyilik yaparsa, sözgelimi, gerekenden fazla fidye verirse, bu, kendisi için elbette daha hayırlıdır. Bununla birlikte, tüm zorluğuna rağmen oruç tutmanız, —eğer orucun size kazandıracağı yararları biliyorsanız— sizin için fidye vermekten daha iyidir. 

185-Ramazan ayı öyle bir aydır ki, insanlara doğruyu bildiren doğruluğa ait apaçık delillerden ibaret olan hakla batılı ayırt eden Kur'ân bu ayda indirildi. Bundan dolayı, sizden herkim bu ayı görürse ya da bu aya oruç tutabilecek durumda iken ulaşırsa, baştan sona oruç tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde tutamadığı kadarını aynı sayıda tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez. Allah size bunları açıkladı ki, o sayıyı tamamlayasınız. Ve size doğru yolu gösterdiği için Allah'ı büyükleyesiniz ki böylece Allah'a şükretmiş olursunuz. 

186-EĞER kullarım sana Benim hakkımda sorular sorarlarsa -(bilsinler ki) Ben çok yakınım; dua edenin yakarışına her zaman karşılık veririm: Öyleyse onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler.

187-Ramazanda oruç tuttuğunuz günlerin gecesi boyunca, kadınlarınıza yaklaşmak size helaldir. Onlar sizin için bir elbise ve siz de onlar için bir elbise gibisiniz. Allah bu konuda kendinizi sıkıntıya sokacağınızı biliyor, bu yüzden sizin tevbenizi kabul edip, zorluğu üzerinizden kaldırdı. Öyleyse onlara yaklaşabilir ve Allah'ın sizler için yazdığı helal ilişki ve neslin çoğalması yönünde yararlanabilirsiniz. Ve gecenin karanlığından, tan yerinin aydınlığı fark edilinceye kadar, yiyip içebilirsiniz. Sonra akşam oluncaya kadar, oruca devam edersiniz. Ama mescidlerde itikaf için kapandığınızda kadınlara yaklaşmayın. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. O halde bu sınırları ihlal etmeyin. İşte Allah böylece mesajlarını size açıklıyor ki, bu mesajla yolunuzu bulmuş olasınız.

285-Resul, Rabbi tarafından kendisine ne indirildi ise ona iman etti. (Ona tabi olan) MÜ'münler de (iman ettiler). Onların hepsi de Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve resullerine iman etti. “O'nun resullerinden hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. (Davetini) işittik (emrine ve istediklerine) itaat ettik. Ey Rabbimiz, (amellerimizde eksiklik ve davranışlarımızda yanlışlık olduğu için) günahlarımızı bağışlamanı dileriz, dönüş (ancak) sanadır.” dediler.

286-Allah hiç kimseye, gücünün üstünde bir sorumluluk yüklemez. İnsanın kendi özgür iradesiyle, bilerek ve isteyerek yaptığı iyilikler kendi lehine, bilerek ve isteyerek işlediği kötülüklerde kendi aleyhinedir. İşte, sizin kabul edilen dualarınız:
“Ey Rabbimiz, eğer unutur veya yanılır isek, istemeden, bilmeden işlediğimiz günahlardan dolayı bizi sorumlu tutma!”
“Ey Rabbimiz! Bizden önceki ümmetlere isyankârlıklarından dolayı yüklediğin gibi, bize de ağır görev ve yükümlülükler verme!”
“Ey Rabbimiz, güç yetiremeyeceğimiz sorumluluğu bize yükleme! İnsanın dayanma gücünü esasen aşmasa bile, bizim eksikliğimizden ve irademizin zayıflığından kaynaklanan sebeplerle, başarmakta zorlanacağımız, altından kalkamayacağımız ağır sorumluluklarla, dehşet verici belâ ve imtihânlarla yüz yüze getirme bizi, ya Rab! Günahlarımızı bağışla, bizi affet, bize merhamet eyle! Sensin bizim Mevla’mız, efendimiz, gerçek dostumuz! O hâlde, senin ayetlerini inkâr eden kâfir topluma karşı bize yardım eyle, ya Rab! 
(İmamlarımız her yatsı namazından sonra bu ayetleri makamla Arapça olarak okurlar ama bir defa olsun cemaate manasını anlayacak şekilde Mealinden okumazlar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *