Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Sivas
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,8416 %-0.03
43,5756 %0.46
Ara
Sivas Memleket Asayiş Şenyaşar ailesi olayı nedir? Suruç'ta Unutulmayan Acı

Şenyaşar ailesi olayı nedir? Suruç'ta Unutulmayan Acı

Şenyaşar ailesi olayı, Türkiye'nin hafızasında derin izler bırakan bir trajedidir. Bu olayın detayları ve sonrasında yaşananlar, hala toplumun adalet beklentisini diri tutuyor.

, Türkiye’nin son yıllarda tanık olduğu en sarsıcı ve trajik olaylardan biridir. 14 Haziran 2018 tarihinde, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde meydana gelen bu olay, sadece bir ailenin değil, bir toplumun vicdanında derin izler bırakmıştır. Peki, bu olayın ardındaki gerçekler nedir ve toplum üzerinde nasıl bir etki yaratmıştır?

Olayın Başlangıcı: Bir Ziyaretin Korkunç Sonuçları

Olaylar, AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın 2018 seçim çalışmaları kapsamında Suruç'ta esnaf ziyaretine çıkmasıyla başladı. Bu ziyaret sırasında, Şenyaşar ailesinin işyerinde başlayan sözlü tartışma, kısa sürede şiddetli bir çatışmaya dönüştü.

Maalesef, bu çatışmanın sonucunda Hacı Esvet Şenyaşar (66), oğulları Adil (25) ve Celal Şenyaşar (45) ile milletvekilinin ağabeyi Mehmet Şah Yıldız hayatını kaybetti.

Olay, hastaneye kadar uzanan şiddetli saldırılarla devam etti ve bu süreçte Şenyaşar ailesinden Mehmet, Ferit ve Fadıl Şenyaşar da dahil olmak üzere toplam sekiz kişi yaralandı.

Hastanede Devam Eden Korku

Bu trajik olay sadece işyerinde kalmadı. Yaralanan Şenyaşar ailesi üyeleri, hastaneye kaldırıldığında bile saldırılar devam etti. Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Celal ve Adil’in yanı sıra, milletvekilinin kardeşi Mehmet Şah Yıldız da bu şiddet sarmalının kurbanı oldu. Anne Emine Şenyaşar’ın anlatımıyla bu anlar daha da yürek burkucu bir hal alıyor.

Eşini ve çocuklarını hastanede yaralı halde görmesine rağmen, onlara ulaşmasına izin verilmedi ve linç edilmelerine tanık olmak zorunda kaldı. Düşünsenize, bir anne olarak çaresizce sevdiklerinin hayatını kurtarmaya çalışırken eli kolu bağlı bir şekilde beklemek… Bu, gerçekten tarif edilemez bir acı.

Olayın Sonrası: Yargı Süreci ve Toplumsal Tepkiler

Olayın ardından, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tepkiler eşliğinde yargı süreci başlatıldı. Saldırı sırasında ağır yaralanan Fadıl Şenyaşar, 37 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca, AKP'li vekilin ağabeyi Enver Yıldız da olaydan 15 ay sonra adliyeye giderek teslim oldu ve 'haksız tahrik altında suç işlediği' gerekçesiyle 18 yıl hapis cezası aldı.

Yıldız ailesinden 11 kişi gözaltına alındı; bunlardan dört kişi tutuklanırken, yedi kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Olayın hukuki boyutları bir yana, toplumsal ve siyasi yankıları da büyük oldu. Dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saldırıyı PKK ile ilişkilendirirken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırının önceden planlandığını belirtti. O dönemde, Başbakan olan Binali Yıldırım da faillerin PKK sempatizanı olduğunu öne sürdü. Ancak bu açıklamalar, toplumun bir kesiminde derin şüpheler uyandırdı ve olayın gerçek yüzünün ortaya çıkması için çağrılar yükseldi.

Gerçekler Henüz Tüm Yönleriyle Açığa Çıkmadı

Dört yılın ardından, olayın arkasındaki pek çok detay hala tam anlamıyla aydınlatılmış değil. Otopsi raporlarına göre, Hacı Esvet Şenyaşar’ın vücudunda 7 hayati bölgede ciddi yaralar bulunmuş ve oğulları Celal ile Adil ise yakın mesafeden ateş edilen toplam 23 kurşunla hayatını kaybetmişti.

Bu tür şiddet olaylarının detayları göz önüne alındığında, toplumun adalet beklentisi giderek büyüyor.

Pişmanlıklar ve Vicdan Azabı

Bu olayla ilgili olarak, dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın açıklamaları da oldukça dikkat çekiciydi.

Dört yıl sonra yaptığı bir açıklamada, Şenyaşar ailesine yönelik olayları 'terör olayı' olarak nitelendirdiği için pişman olduğunu ve kendini affedemediğini ifade etti. Bu açıklama, aslında bu tür olaylarda devlet yetkililerinin ve siyasilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Adalet Beklentisi ve Toplumun Vicdanı

Şenyaşar ailesi olayı, Türkiye’nin adalet sistemine ve toplumsal barışa olan inancını test eden bir vaka olarak hafızalarda yerini aldı. Olayın gerçekleri tam olarak açığa çıkmadıkça ve adalet sağlanmadıkça, bu tür olayların toplum üzerinde yarattığı derin travmalar ne yazık ki sürecek. Bu hikaye, sadece bir ailenin trajedisi değil, aynı zamanda bir toplumun vicdan muhasebesidir. Adalet yerini bulana kadar, bu yara kapanmayacak gibi görünüyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *