Amerika Birleşik Devletleri’nin tek engelli ve 32’nci devlet başkanı olan Roosevelt, Hollanda asıllı çok zengin bir İngiliz ailesinin tek oğlu olarak30 ocak 1882 yılında, New-York’ta (hyde park) dünyaya gelmiştir. Babası, Abd’nin 26’ncı devlet başkanı olan Theodore Roosevelt’in yeğenidir.
 
Roosevelt, çocukluğundan itibaren  aile desteğini de alarak özel okullarda çok iyi bir eğitim görür. Annesinin karşı çıkmasına rağmen, 1905 yılında, hukuk eğitimine de devam ettiği bir sırada, uzaktan akrabası olan Elaonor ile evlenir.
 
Harvard  Üniversitesi ve “Columbia School of Law”da hukuk eğitimi alan Franklin Delona Roosevelt 1907 yılında avukat olur.
 
O zamana kadar  Halktan uzak,oldukça rahat ve  zengince  bir hayat süren Roosevelt, Amerikan  toplumunun gerçek yüzüyle, ilk kez  Avukatlık döneminde  karşı karşıya gelir. Yaz günlerinde ise,yine Campobella çiftliğine gitmekte, ata binip, golf oynayarak tatil yapmaktadır.
 
İşte  bu günlerden birinde, 1921 yılı ağustos başlarında,  yorgun ve bitkin olduğu halde  balık tutmak üzere göle gider. Burada  dikkatsizlik neticesi, istemeden  gölün serin sularına düşerek derinlere dalar.  Ertesi gün de, çıkan bir orman yangınının  söndürülmesine yardım ettiği için duş alma ihtiyacı duyar. Duştan sonra koşuya çıkar.Koşunun ardından da Islak mayosuyla uzun bir süre kendisine ulaştırılan mektupları inceler.  Böylece iki gün süreyle, hem vücudu yoğun olarak su ile temas halinde olmuş, hem de bedeni gereğinden fazla ıslak kalmıştır.
 
Mektuplarını incelerken, birden titremeye başlayınca evine çekilir. 11 ağustos 1921 gecesi, ciddi bir rahatsızlık geçirir ve yatağından kalkamaz. Derhal iki hekim çağırılır. Roosevelt’in çocuk felci hastalığına yakalandığını Önceleri  kimse fark edemez. İlk haftalar Roosevelt, bedenen ve ruhen büyük ıstıraplar çeker. Felç olan elleri, kolları ve beli hareket edemez hale gelir. Yaşadığı bu şoku çabuk atlatmaya gayret gösteren Roosevelt, eski sağlığına kavuşabilmek için doktorların nezaretinde kaslarını geliştirecek egzersizlere başlar. Neticelerin pek ümit verici olmadığını görünce depresyona girer, fakat kendini çabuk toparlamak mecburiyetinde olduğunu anlar ve su sporlarına yönelir. “beni bu hale Su getirdi ve  su iyileştirmeli” düşüncesinden hareketle  yüzmeye başlar Ancak, ciddi anlamda bir iyileşme görülmez. Baston, yürüteç ve ayağına bağlanan çubuklarla yürümeyi dener ise de, bunlar da istenen sonucu vermez. Bunun üzerine Roosevelt,  hayata tekerlekli sandalye üzerinde devam etmek mecburiyetinde kalışını kendine kabul ettirir ve ABD.’nin  devlet başkanlığına kadar uzanan yolu, engelli olduğu halde kat etmeyi başarır.
 
İlginçtir, Roosevelt, Hayatının, tekerlekli sandalyeye bağlanmasından sonraki döneminin   önemli bir kısmında, kendisine  uğraş alanı olarak seçtiği ve  dünyanın şöhret isimleri arasında yer almasını sağlayan  siyasetle   Üniversite yıllarında  pek ilgilenmemiş,  siyasi konulara yönelmemiştir. Ancak, 1928 yılında New-York eyaleti için senatör adaylığını ilan eder. Bedenen hareket etme kabiliyetini yitirmiş olsa da,  kendini tamamen siyasete verir ve  engelini  aşarak gerçekleştirdiği  başarılarını topluma yansıtma imkanı bulur.
 
Azmi ve güçlü bir irade yapısıyla masa başı işlere ağırlık verir. Etkili  hitabet   gücü ve yurt çapında diğer partililerle kurduğu diyaloglar sayesinde parti içindeki popüleritesini arttırır. Muhalif adaylar her ne kadar sakatlığını gündeme getirip bundan siyasi yarar  elde etmek için çaba gösterseler de  Roosevelt’in kendilerine  çekinmeden cevap  vermesi karşısında etkili olamazlar. Bir senatörün akrobatik hareketlerden ziyade, idari ve ilmi kapasitesi ile ön planda olması gerektiğini söyler ve tutarlı çizgisini koruyarak senatör seçimlerini kıl payı kazanır. 4yıl senatörlük yaptıktan sonra da, 1932 seçimlerinde ABD.'nin 32’nci  Başkanı olur.
 
Roosevelt, çok zor bir dönemde başkanlığa gelmişti. 1929 yılından beri Amerikan tarihinin en büyük ekonomik çöküntüsü yaşanmaktaydı. Nüfusun %25'i işsizdi. İki milyon Amerikalı evsiz barksız kalmıştı. Roosevelt, çok yönlü bir yeniden yapılanma programı geliştirdi ve 1930’lu yılların sonuna doğru ABD ekonomisi tekrar rayına oturup, hızla büyümeğe başladı. En önemli danışmanlarından biri olan Louis Howe,  Roosevelt’in  ABD.’nin devlet başkanı olması yönünde kamuoyu araştırmalarında bulunur ve bu istikamette çalışmalar yapar. Bu arada Roosevelt de, halkla ilişkiler çalışmaları kapsamında basın ile diyaloğunu  genişletir ve radyolarda yaptığı etkili konuşmalar sayesinde, 50 yaşına varmadan bir hafta önce ,devlet başkanlığına aday olacağını açıklar ve Haziran 1932 yılında ABD.’nin devlet başkanlığına adaylığı kabul edilir. Sekiz Kasım  1932 tarihinde büyük bir çoğunlukla ABD.’nin 32’nci devlet başkanı olur. O, ABD tarihinde engelli olan tek başkandır. Tekerlekli sandalyesiz bir yerden bir yere gidemiyordu ama, ayağa kalkması ve ayakta durup konuşma yapması mümkün oluyordu.
 
Bu arada sağlığını ihmal etmeyen Roosevelt, sık sık Warm  Springs kaplıcalarına uğrar. Bu, engellilerin dikkatinden kaçmaz ve onlar da bu kaplıcaları bir umut kapısı olarak görürler. Kaplıca otelinin engelliler tarafından adeta kuşatıldığını  ve bunun da diğer misafirleri rahatsız ettiğini öğrenen Roosevelt, zengin arkadaşlarıyla birlikte oteli satın alır ve tesisleri genişleterek, çocuk felci geçiren engelliler için bir rehabilitasyon merkezine dönüştürür. Sanırız, Roosevelt’in bu davranışı, engelliler adına makam sahibi olduktan sonra, engellileri ve problemlerini unutanlara güzel bir cevap ve iyi bir ders niteliğindedir.
 
Aristokrat ve muhafazakar bir aileden geldiği halde, demokratik görüşlere açık bir insan olan Roosevelt, Normal dönemin insanı olmayıp, hep kritik ve zor dönemleri ustaca atlatmış olması sebebiyle, ABD’nin, tam üç kez devlet başkanlığına seçilmiştir.
 
Roosevelt, vatanperver, çalışkan ve politikacı olmasının bir sonucu olarak, biraz da hırslı bir kişiliğe sahipti. Hafızası güçlü ve ilgi duyduğu alanlar çoktu. Duygularını başkalarıyla pek paylaşmazdı. Kuşkulu yönüyle de öyle kolay kolay herkese güvenmezdi. Bu nedenle hemen her meselede bir soru işareti bırakır ve hakiki düşüncelerini herkese anlatmazdı.
 
Roosevelt’in sağlığı 1944 yılının sonlarına doğru  iyice bozuldu. İkinci Dünya Savaşının sonunu göremeden, 12 nisan 1945 yılında, 61 yaşındayken bir beyin felci sonucu memleketi Warm Springs’te (Georgia) hayata veda etti.
 
Roosevelt, çok zor bir tarihi dönemde, Amerika Birleşik Devletleri’nin tek engelli başkanı olmayı ve bu göreve tam üç kez seçilmeyi başarabilen yılmayan bir engelli olarak, hayat mücadelemize rehber edinmemiz gereken bir tarihi şahsiyettir. O’nu şükranla ve minnetle anıyor, hayat mücadelesini ve başarılarını içtenlikle alkışlıyoruz.