Sadece kraliçe arının beslenmesi için kovanlarda üretilen ve dünyada en değerli gıdalar arasında gösterilen arı sütü, artık yerli üreticiler tarafından da sağlanıyor. Beş yıl öncesine kadar ithal edilen bu özel ürün, kilogram başına yaklaşık 45 bin TL'den alıcı buluyor.
Nisan ile eylül ayları arasında, hava koşullarına bağlı olarak belirlenen dönemlerde hasadı yapılan arı sütü, üretim zorluğu ve sınırlı miktarda elde edilmesi nedeniyle piyasada nadir bulunuyor. Her kovandan günlük yalnızca birkaç gram – yaklaşık iki çay kaşığı – miktarında alınabilen bu süt, kraliçe arının tek besin kaynağını oluşturuyor.
Arıcılık faaliyetlerini sürdüren Engin Ekinci, arı sütünün besin değeri açısından son derece zengin olduğuna dikkat çekerek, “Kraliçe arı ile işçi arı aynı cinsten olmasına rağmen, yalnızca arı sütüyle beslenen kraliçe arının ömrü 3 ila 4 yıla kadar çıkıyor. Buna karşın işçi arılar yaklaşık 40 gün yaşıyor. Bu fark, arı sütünün gücünü gözler önüne seriyor” dedi.
Arı sütünün başta bağışıklık sistemi olmak üzere, birçok sağlık sorununun önlenmesinde destekleyici rol oynadığına işaret eden Ekinci, “Arı sütü antioksidan, vitamin ve mineral bakımından oldukça zengin. Kanser gibi ciddi hastalıklarla mücadelede olumlu etkileri olduğuna dair bilimsel çalışmalar da bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Son yıllarda Türkiye’deki arıcıların da üretime başlamasıyla ithalata olan bağımlılığın azaldığını belirten üreticiler, arı sütünün yerli pazarda daha ulaşılabilir hale gelmesi için desteklerin artırılmasını talep ediyor. Arı sütü, zorlu üretim süreci ve sınırlı verimi nedeniyle halen dünyanın en pahalı doğal ürünleri arasında yer alıyor.