Dost meclisindeyiz. Ordan burdan laflıyoruz.

İnsan Allah(cc)’ın yarattığı bir şaheser.

Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır!..

Güzel gören, güzel düşünen, güzel yaşayan, güzel davranan insanlara o kadar ihtiyacımız varki...

Etrafımızda şehirde yaşayıp şehirleşmenin kültürünü alamamış nice kimseler var.

İslam’dan dem vurup üzerinde Müslümanlık emmaresi göremediğimiz nice insanlar etrafta kol geziyor.

Sözlerinde medeniyet vurgusu yapan ama tavır ve davranışlarında bedeviyet görüntüsü sergileyen niceleri etkin ve yetkin...

Yemek yemeden su içmeden temiz havayı koklayamadan yaşamak mümkün mü?

Asli ihtiyaçlarımızı gidermek için her birimiz yoğun çaba sarf ederiz.

Üzülmemek elde değil.

Bazı sözlere, bazı davranışlara...

İnsan, insan olmalı, insan kalmalı...

Müslüman, müslümanca davranmalı...

Şehvet, şöhret ve servet insan için afettir...

Müslüman mal sahibi olmalı ama malın esiri olmamalıdır, Müslüman zengin olmalı ama o zenginlik o kimsenin kutsalla bağını koparmamalıdır, Müslüman dünya için çabalamalı ama o kimseyi Allah(cc) ve ahiret bilincinden uzaklaştırmamalıdır.

Konuyu dünyevileşme denilen hastalığa getirmek istiyorum. Ama öncelikle şu ayetler üzerinde derin bri tefekküre dalalım.

Size verilen şeyler dünya hayatına ilişkin geçici doyumlardan ve yine dünyada kalan süs ve eğlenceden ibarettir; oysa, Allah katında kazanılanlar daha hayırlı, daha kalıcıdır. (Buna rağmen,) aklınızı kullanmayacak mısınız?”Kasas Sur, 28/60

Mal, mülk ve çocuklar dünya hayatının süsleridir; ama ürünü kalıcı olan dürüst ve erdemli davranışlar ise, karşılığı bakımından, Rabbinin katında daha değerli ve bir ümit kaynağı olarak daha verimlidir!” Kehf Sur, 18/46

Peki nedir bu Dünyevîleşme denilen hastalık?

Kendini dünyanın çekiciliğine kaptırmakkutsallarla araya mesafeler koymak, değersizleşmek, dünyayı ahiretten öncelemek, zevk ve sefaya düşmek, amaçsız anlamsız ve Allah’sız bir yaşam şeklini benimsemek, kibir ve gurura kapılmak, benliğini kaybetmek, şükürden ve zikirden yoksunluk, bencilllik ve bananecilik gibi durumlar dünyevileşmenin çeşitli tezahürleridir.

Bu tür hasletler elbette ki kötü hasletlerdir.

Ne yapmalıyız ki bu kötü hasletlerden kurtulalım?

Aklımızı, ruhumuzu ve benliğimizi bu tür kötü hasletlerden arındırmalıyız. Bunu yapabilmek içinde kafamızı kuma gömmekten vazgeçmeliyiz.

Ayetler hayatımızda yer etmeli, elalemin dediği değil Allah(cc)’ın ne dediğini önemsemeli, Karunlaşanları değil Kur’anlaşanları örnek ve öncü almalı, ahlakımızı Resul(sav)’ün ahlakı ile ahlaklandırmalıyız.

Değer üretmeli, tüketim çılgınlığından vaz geçmeli, sanata, estetiğe, zerafete, bilime, edebiyata, üretime önem vermeliyiz.

İnfak etmenin nifakın panzehiri olduğunu bilmeli, iyilikten, tabessümden ve samimiyetten asla taviz vermemeli ve kısaca Rabbimizin şu ayetine kulak vermeliyiz:

De ki: "Ben de sizin gibi ölümlü bir insanım. Tanrınızın bir Tek Tanrı olduğu vahyolundu bana. Öyleyse, artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koysun ve Rabbine özgü kullukta hiç kimseyi, hiçbir şeyi [O'na] ortak koşmasın!"Kehf Sur, 18/110

Rabbimize özgü kulluk yapanlara ne mutlu!