Hep en uçlarda gezeriz. Ya uçarız ya kaçarız. Severken adam gibi sevmeyi yererken adam gibi yermeyi bir türlü beceremeyiz. Ve ayağımız bir türlü yere sağlam basmaz. Ne zaman Bakara Suresi. 143. Ayette buyurulduğu gibi vasat ümmet olmayı başaracağız?

Ne zaman birbirimize yumruk sıkmak yerine el tutuşmayı, farklılıklarımızı  zenginliğe dönüştürmeyi, ihtilaflarımızı ittifaka dönüştürmeyi becereceğiz?

Ne zaman rahmetimiz gazabımıza, sözümüzün gücü sesimizin desibeline galip gelecek?

Ne zaman "Elalem ne der?" putunu parçalayıp "Allah ne der?" gerçeği ile yüzleşeceğiz?

Ne zaman kâfirlere ve zalimlere karşı şiddetli ve onurlu, birbirimize de şefkatli ve merhametli davranacağız?

Ne zaman Müslümanları tehdit eden üç büyük düşmanın yani cehalet, fakirlik ve tefrikanın yok olması için mücadele edeceğiz?

Ne zaman "... Allah'la O'nun Elçisi'ne duyarlık ve bağlılık gösterin; ve sakın birbirinizle çekişmeye girmeyin, yoksa yılgınlığa düşersiniz; cesaretiniz sönüverir!" (Enfal Sur, 8/46) ilahi uyarısına kulak vereceğiz?

Ne zaman aramızda emin Muhammed'ler, adil ve cesur Ömer'ler, sadık Osman'lar, ilmiyle amel eden Ali'ler, vahye sevdalı Ümmü Eymen'ler, dik duran İbrahim'ler, Hak ve hakikate teslim olan İsmail'ler, sabreden şükreden taviz vermeyen Sümeyye'ler çoğalacak?

Ne zaman imanımızın elinde dağ gibi biriken sorunlarımız kar gibi eriyecek?

Hakikat tekelciliğine soyunmak yerine hak ve hakikate talip olmaya ne zaman başlayacağız?

Er yada geç hakkın batıla galebe çalacağının/üstün geleceğinin idrakine ne zaman varacağız?

Daha ne zamana kadar efsaneleştirilen, mübarekleştirilen, putlaştırılan zatlara prim vereceğiz?

Ne zaman kendini 'la yüs'el' addedenler, kibir abidesi kesilenler, kendini vazgeçilmez görenler, uluhiyet rububiyet ve kudsiyet atfedilenler tutunacak dal bulamayacaklar?

“İşte kendisinde hiçbir şüphe olmayan bu kitap, muttakiler için bir hidayet rehberidir!” Bakara Sûr, 2/2

Ne zaman hayat kitabımız Kur’an ile aramızdaki sınırları kaldırıp ona hayat kitabı muamaelesi yapacak ve hayatımızın her anını onunla anlamlı/şerefli bir hale getireceğiz?

Ne zaman aklımızı, ruhumuzu ve benliğimizi Allah(cc)’ın boyası ile boyamaya başlayacağız?

Biliyor musunuz?

Kur’an’ın maksadı insan davranışlarını ahlakileştirmektir ve ahlak ise dinin temelini oluşturur.

Alak Sûresi’nde yer alan ilk beş âyetin konusu bilgi ahlakıdır.

Müzzemmil Sûresi’nde ki ayetler Kıraet ahlakından söz eder.

Müddessir Sûresi’nde ki ayetler Davet/Risalet ahlakından söz eder.

Fatiha Sûresi’nin tamamı ise Kulluk ahlakından bahseder.

Peki öyleyse kazanımlarımızı ahlak ile taçlandırmak, adetlerle değil ayetlerle hayatımıza renk katmak ne zaman gerçekleşecek?

Rabbimiz Teala'nın bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu, aramıza hiç bir kimsenin giremeyeceğini, aramıza giren aracılara prim vermememiz gerektiğinin idrakine daha ne zaman varacağız?