Lenfödem, lenfatik sıvının lenfatik sistemin kapasitesini aşması veya lenfatik transport kapasitesinin bozulması sonucunda ortaya çıkar. Dr. Barutçu, özellikle gelişmiş ülkelerde meme kanseri hastalarında ameliyat sonrasında lenfödem görülme sıklığının yüksek olduğuna dikkat çekti. Koltukaltı bölgesindeki lenf akımının engellenmesi sonucu ortaya çıkan bu durumun, kol şişmesi, rahatsızlık hissi ve anormal görüntüye neden olduğunu belirtti.
Lenfödem belirtileri arasında kolda sıkışma, dolgunluk hissi, ağrı, karıncalanma, şişlik, kızarıklık, kol, el ve el bileğinde hareket zorluğu, takıların sıkması ve deride gerginlik hissi bulunmaktadır. Dr. Barutçu, lenfödemde erken teşhisin önemine vurgu yaparak, tedaviye geç başlamanın veya yanlış tedavi uygulamanın hastalığın şiddetini artırabileceğini belirtti.
Lenfödem tedavisinde kullanılan yöntemler arasında hasta eğitimi, cilt bakımı, kendi kendine masaj, elle lenf drenajı, bası giysisi veya bandajlama, basınç pompaları ve egzersizler bulunmaktadır. Dr. Barutçu, tedavi için erken dönemde başlamanın önemine dikkat çekerken, tedavinin içeriğini kompleks dekonjestif tedavi (KDT) olarak adlandırdı. KDT'nin, Manuel Lenf Drenajı (MLD), Kompresyon tedavisi, egzersizler, cilt ve tırnak bakımını içerdiğini açıkladı.
Lenfödemli hastaların dikkat etmeleri gereken konuları da sıralayan Dr. Barutçu, cilt yaralanmalarından kaçınılması, sivrisineklerin olduğu ortamlardan uzak durulması, şiş olan kolun iğne yapılmasına izin verilmemesi, sigara içilmemesi, sıcak banyo ve güneşten korunma gibi önlemleri önerdi. Ayrıca, uygun aktiviteler ve egzersizlerin doktora danışılarak gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Dr. Barutçu, fazla kilonun ve obezitenin lenfödem üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini belirterek, ideal kilonun korunması ve uygun bir diyetin önemine işaret etti. Az yağlı, az tuzlu, bol lifli bir diyetin lenfödem hastalarına önerildiğini sözlerine ekledi.