Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kavşağında yer alması nedeniyle yeni kene türleri ve kene kaynaklı hastalıkların ülkeye giriş riski taşıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Keskin, özellikle göçmen kuşlar vasıtasıyla farklı kene türlerinin Türkiye’ye ulaşabildiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Keskin, dünyada binin üzerinde kene türü bulunduğunu, Türkiye’de ise 56 farklı türün varlığının tespit edildiğini belirtti. Kenelerin, taşıdıkları 200’den fazla hastalık etkeniyle birçok canlıdan kan emerek, hastalıkları bulaştırma potansiyeline sahip dış parazitler olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin göçmen kuşların yoğun olarak geçtiği bir bölge olduğunu vurgulayan Keskin, özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde bu kuşlar aracılığıyla pek çok yeni kene türünün ülkeye girdiğini aktardı. Son 15 yılda Türkiye’de 10 yeni kene türünün tespit edildiğini söyleyen Keskin, ancak bu türlerin büyük çoğunluğunun insan sağlığı açısından doğrudan risk oluşturmadığını bildirdi.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının ana taşıyıcısı olarak "Hyalomma marginatum" türünün öne çıktığını belirten Keskin, diğer kene türlerinde KKKA virüsü tespit edilse de bulaşma riski taşımadığını kaydetti. TOGÜ’nün Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi ile yürüttüğü ortak çalışmalar sayesinde daha önce Türkiye’de görülmeyen üç yeni kene türünün belirlendiğini açıkladı.
Prof. Dr. Keskin, "Sivrisinek, parazit ya da kene gibi canlılar ticaret, göç ve doğal yollarla ülkemize ulaşabiliyor. Bu nedenle farklı türlerle karşılaşma ihtimali her zaman var" diye konuştu.