Vatandaşın tapusunu tehdit eden bu değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nun CHP’li üyesi Ulaş Karasu, mülkiyet hakkının gasp edileceğini söyledi ve “İktidar deprem enkazından rant çıkarmanın yollarını arıyor” dedi.

Kanun teklifinde kiracılar ile konut mağduru vatandaşların sorunlarına, kültür varlıklarının korunmasına dair hiçbir düzenlemenin yer almadığına dikkat çeken Karasu, “Peki, ne var teklifte? Yeni rant kapılarını açmak var” diye konuştu.

İktidar, “deprem” ve “kentsel dönüşüm” bahanesiyle yeni rant projesinin hazırlığını yapıyor. Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”da yapılan değişikliklerle, park ve askeri alanlar ile üzerinde yerleşim yeri bulunan alanlar da rezerv alana dönüştürülüyor. CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, vatandaşların tapusunu tehdit eden bu değişikliğe tepki gösterdi ve “İktidar deprem enkazından rant çıkarmanın yollarını arıyor” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen yasa teklifi üzerine konuşan TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nun CHP’li üyesi Karasu, Türkiye’nin yüzde 66’sının ve nüfusun yüzde 71’inin deprem bölgesinde yaşadığına dikkat çekerek, acı depremlerin ülkemizde hep ihmaller, alınmamış önlemler ve can kayıplarıyla hatırlandığını belirtti. Her depremin ardından kanun çıkarıldığını, ancak bu kanunların amacına yeteri kadar hizmet etmediğini vurgulayan Karasu, gelen her teklifin iktidarın kendi işine gelen teklif olduğunu belirtti ve “Bu teklifler de yamalı bohça teklifi, çünkü getirdiğiniz kanun teklifleri vatandaş odaklı değil. Derdiniz gerçekten deprem, dönüşüm olsaydı, bu kadar yıl beklemezdiniz. Sizler toplanma alanlarını yapılaşmaya açanlarsınız, neden buna göz yumdunuz? Neden askerî alanlar lüks konut alanlarına döndü? Neden fay hatları üzerine havalimanları, dolgu alanları üzerine apart otel kılıfı altında yüksek yoğunluklu konut alanları inşa ediyorsunuz? Neden rezerv alan ilan edilen yerlerde ayrıcalıklı plan kararları üretiyorsunuz?” diye sordu.

Sivas’ta Etik İhlali: Başkalarının Emeğini Kendi Haberi Gibi Sunmak! Sivas’ta Etik İhlali: Başkalarının Emeğini Kendi Haberi Gibi Sunmak!

İktidar Enkazdan Rant Çıkarma Peşinde

İktidarı ve uygulamalarını sert bir dille eleştiren Karasu, “Her türlü güce, araca sahipsiniz ama afetlere dirençli kentler inşa edecek bir yasal mevzuatı hala yapmamak için direniyorsunuz. Çünkü aklınızda vatandaş yok, aklınızda rant var, talan var, ‘afeti nasıl fırsata çeviririm’ anlayışı var. Dişiyle tırnağıyla ev sahibi olmuş insanları oturdukları yerden nasıl başka yere sürerim, bunu düşünüyorsunuz. Amacınız depremin yararlarını sarmak değil, deprem bahanesiyle yeni bir rant projesi yaratıyorsunuz. İktidarınız deprem enkazından rant çıkarmanın yollarını arıyor” diye konuştu.

“Yoklar” Teklifi

Teklif ile yurttaşların hak arama süreçlerinin sözde hızlandırılacağını, ancak önemli sorunlar yaratacak “oldubitti” anlayışının olduğunu belirten Karasu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Teklifte ‘Mülkiyet sahiplerinin hukuksal sıkıntılarını çözeceğiz’ diyorsunuz. Çözelim, ama özellikle büyük kentlerde yüzde 40'a yakın kiracı var. Kiracılarla ilgili bir düzenleme var mı bu teklifte? Yok. Dar gelirli vatandaşların ev sahibi olması için düzenleme var mı? O da yok. Kamu arazilerinin üzerinde mülkiyeti olanlarla ilgili düzenleme var mı? O da yok. Dere yataklarındaki evlerde yaşayan insanların can ve mal güvenliklerinin korunmasına dair bir düzenleme var mı? O da yok. Kültür varlıklarının korunması var mı? O da yok. Binaların ve zeminlerin güçlendirilmesi, iyileştirilmesi var mı? O da yok. Dönüşümde en önemli aktör olan müteahhitler için bir düzenleme var mı? O da yok. Yeşil alanlara ilişkin bir düzenleme var mı? Yok. Konut mağdurlarının yıllardır beklediği sorunlarına çözüm var mı, bitmeyen projelerin tamamlanması var mı? O da yok. Peki, ne var? Yeni rant kapılarını açmak var.”

Mülkiyet Gaspı

Deprem bahanesiyle park ve askeri alanlar ile üzerinde yerleşim yeri bulunan alanların da rezerv alana dönüştürüleceğini belirten Karasu, mülkiyet hakkını gasp edecek olan maddeyi şöyle anlattı:

“Halen yürürlükteki yasada rezerv yapı alanı tanımı şöyle: ‘Bu kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere TOKİ'nin veya idarenin talebine bağlı olarak veya resen Bakanlıkça belirlenen alanlar’. Ama bu teklifle ‘yeni yerleşim alanı olarak’ ifadesi çıkarılıyor yani mevcut yerleşim alanları da rezerv yapı alanı ilan edilecek, kamulaştırmanın yolu açılıyor. Rezerv yapı alanı ilan edilen yerlerdeki binalar yıkılıp yeni binalar yapılacak. Bu alanda evi, iş yeri bulunanlar şehrin başka bölgelerine taşınacak. Diyelim Ankara'da Oran'da veya İstanbul Sarıyer'de bir eviniz var; Bakanlık burayı gözüne kestirdiyse rezerv bina alanı ilan edip elinizden alabilir. Ya da iktidarın üzerinde yaşayan seçmenin oyunun renginden hoşlanmadığı bir semtte yaşıyorsunuz; mesela Çankaya'da, Kadıköy'de; buradaki bütün bir mahalleyi rezerv alan ilan edip boşaltabilir. Binaları yıktıktan sonra da yeni bina yapılsın diye müteahhitlere ihale edebilirsiniz. Bütün bunlar olurken ne dümenlerin dönebileceğini, hangi kupon arazilerinin kapatılabileceğini, Türkiye'de yaşayan herkes tahmin edecektir. Özetle; bu, tarihin en büyük mülkiyet gaspının yolunu açacak bir düzenlemedir; kimsenin ‘Benim binam sağlam, lüks yerde oturuyorum’ diyerek kurtulamayacağı, istenmeyen herkesin şehir dışına, TOKİ konutlarına mahkûm olacağı, kent merkezlerinin, iktidarın seçkinlere uygun biçimde yeniden imar edileceği bir girişimdir. Böyle bir düzenlemeyi "gönüllü kentsel dönüşüm" diye Meclis’ten geçiremezsiniz, bunun adı, skandaldır. Anayasa'ya, insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır”

Küçük Pay Sahipleri De Korunmalı

Düzenleme ile binaların kentsel dönüşüm kapsamına alınması için maliklerin üçte ikisi yerine salt çoğunluğun oyu aranacak olmasının olumlu olduğunu belirten CHP Milletvekili Karasu, “Ancak küçük pay sahiplerinin hakkını ve çıkarlarını da dengelemesi için, teklife geçiş maddelerinin koruyucu hükümlerinin olmasında yarar olduğunu düşünüyorum” dedi.