Geçen haftaki yazımızdan Sayın Huri KAŞIKÇI Hanımefendi’yi anlatmaya devam ediyoruz.

Huri Hanım kızı dünyaya gelince, görme engeli artıyor. Pes etmeyerek, Ankara da bir görme engelliler rehabilitasyon merkezinin kurslarına katılıyor. Görmeyenlere yönelik kabartma yazı,  bağımsız hareket eğitimlerini alıyor. Aynı zamanda İngilizce öğretmenliği de yapmaya devam ediyor.

Görenlere eğitim verilen bir okulda görev yapan Huri KAŞIKÇI, mesleğini edindiği bilgilerle başarılı bir şekilde icra etmeye devam ediyor.

Görme engelliler okulunda çalışmak isteyen, orada eğitim alan çocuklar için de bir şey yapmak isteyen KAŞIKÇI, tayinini görmeyenlerin eğitim aldığı körler okuluna aldırıyor. İngilizce eğitimini görme engelli öğrencilere nasıl daha iyi veririm düşüncesiyle. Yurt dışındaki okullarla yazışma yaparak, kabartma yazıyla basılmış materyaller getirtiyor. Çocuklarla okulda bir ilk gerçekleştirerek İngilizce tiyatro etkinliği yapıyorlar. Görme engelli öğrencilerle proje kapsamında Avrupa’ya ilk olarak geziler düzenleyerek, engelli öğrencilerin ufkunun genişlemesi için mücadele ediyor.

Daha sonra il sosyal hizmet müdürlüğünde engelliler için çalışma yapmak üzere görev alır. Ve geçen yıl çalıştığı kurumda kadının statüsü şube müdürü olarak hizmetlerine devam eder.

Engelli anne olmanın zorlukları vardır. İçinde yaşadığımız çevre bunu daha güç hâle getiriyor.

Tabii ki benim eşim de bir engelli anne, 4 yaşında Zeynep isimli bir kızımız var. Zeynep dünyaya geleceği zaman doktorlardan, “Siz buna nasıl bakacaksınız?” sorusuyla karşılaşmamız bizleri çok şaşırtmıştı.

Kızımızı tedaviye götürdüğümüzde yanımızda üçüncü bir kişi varsa, bazı doktorlarımızın anneyi görmezden gelip yanındaki kişiye bir şeyler anlatma çabası, engelli anneyi yok sayma gibi anlaşıldığından rencide edici bir tutum oluyordu.

Kızımızın tırnaklarını ilk olarak görme engelli olan annesi kesti. Bütün ihtiyaçlarını kendisi karşıladı. Annemiz kendi bulduğu yöntemleriyle damlalık şeklinde verilen ilaçları bile kızımıza içirmeyi başarmıştı. Görme engelli anneler tabii ki çocuk yetiştirirken engelsizlere göre kendi yöntemlerini kendileri bulmak zorundalar. Ancak bağımsız hareketi güçlü bir aileyse, rahatlıkla bir şeylerin üstesinden gelme gücünü kazanabilirler.

Kızımızla sokakta yürürken bazı vatandaşlar tarafından biz sormadan yanımızda durup, “Bu biraz daha büyüsün sizin elinizden tutacak, size göz olacak, az kaldı.” gibi ifadeler kızımızın karşısında bizleri ona karşı yetersiz gösterme düşüncesine itebiliyor.

Huri Hocamız da bizimle aynı şeyleri yaşamış, bizden önce bu gibi durumlarla mücadele etmiş bilinçli bir kadın.

Bizler de ilimize geldiğinde kendisinin tecrübesinden yararlandık.

Tekrar kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz.