TASAVVUF KİTAPLARINDAN UYDURMA SÖZLER KEŞFÜL HAFA 2. CİLTTEN ALINTILAR

Abone Ol

377—“İmamlar Kureyş’tendir.”

Ahmed b. Hanbel, Nesai, Ziyaeddin el Makdisi Enes kanaliyle rivayet ediyorlar ve şöyle bir ziyadesi var diyorlar: Sizin onlarda hakkınız vardır. Size merhamet edip, adaletli davrandıkları ve sözlerini tuttukları sürece. Onlarında sizin üzerinde hakları vardır. Kim bunları yapmazsa, Allah’ın meleklerin ve tüm insanların laneti onların üzerine olsun. Onun farz, tevbe, nafile, fidye türünden hiçbir ibadet kabul edilmeyecektir.”

Peygamber Efendimizin böyle bir söz söylemeyeceği aşikârdır. İbadeti kabul edecek merci Allah olduğuna göre peygamberin böyle söylemesi düşünülemez.

Birileri de şöyle diyor:

"Hilafet Kurayş'tandır" gibi hadisler sahihtir. Fakat Arab diline hâkim âlimlerin dediği gibi tavsiye kipiyle söylenmiştir. Yani Halife olma vasfına haiz Kurayştan biri var iken başka bir kavimden olan Halife olamaz. Fakat Kurayş'tan bu vasıflara sahib âlim yok iken ummet emirsiz kalsın denemez.

İbn Hacer, burada itirâzî bir kayıt koyar: "Bu hususta icma olduğunu söyleyen kimse, Ömer'den rivâyet edilen şu görüşü te'vil etmek zorundadır. Ahmed İbnu Hanbel sahih bir senedle şunu kaydeder:

"Eğer ecelim geldiği zaman Ebû Ubeyde hayatta olsa onu halife seçerdim... Ebû Ubeyde'nin vefatından sonra ecelim gelecek olsa Muâz İbnu Cebel'i halife seçerdim."

Burada adı geçen Muâz İbnu Cebel, Ensârî'dir. Kurayş'le hiçbir neseb bağı yok. İmamın Kurayş'ten olma şartı hususundaki icmâ muhtemelen Ömer'in vefatından sonra tahakkuk etmiştir. Ya da Ömer (radıyallâhu anh)'in bu husustaki ictihâdı değişmiştir

Şu bir gerçektir ki, tatbikatta halifeler Kurayş'ten olmuştur. Beni Saide sakifesindeki toplantıda mu'minler bir araya gelmişler ve Hz. Ebubekir (r.anh)'in konuşmasından sonra Kurayşli muhacirlerden halife seçmek istemişlerdi, Ebubekir (r.anh) bu konuşmasında, halifenin Kurayş'ten olması gerektiği hususunda herhangi bir hadis metnini delil göstermemiş, şu iki hususu ileri sürmüştür.

1-Muhacirler ensardan daha üstündür. Kur'an-ı Kerim, önce muhacirleri zikretmiştir. İslâmin ilk zamanlarında güçlük ve saldırılara onlar göğüs germişlerdir.

2-İslâm gelmeden evvel de daha sonra da insanlar arasında Kurayş'in itibarı büyüktür.

Hz. Ömer’den gelen rivayet ve Hz. Ebu Bekir’in konuşmaları da gösteriyor ki, onların hilafeti döneminde “Hilafet (Veya İmamet) Kureyiştendir.” Hadisinin varlığından kimsenin haberi yoktur.

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki; zikredilen hadis ve haberler, halifeliğin mutlaka Kurayş'e ait olduğunu, Kurayş'ten olmayanların halifeliğinin, Peygamberlik halifeliği olmayacağını kesin olarak ifade etmez. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in, halifenin Kurayş'ten olmasını istediğini ortaya koydukları farz edilse bile bu deliller, bağlayıcı emir mahiyetinde olmayıp, bilâkis, halifenin Kurayşten olmasının daha iyi olduğunu ifade etmektedir. Çünkü iki sahih hadis kitabında Ebu Zerr'den şu hadis rivayet edilmektedir.

Ebu Zerr şöyle diyor: «Dostum Muhammed bana: «Başınıza burnu kesik Habeşli bir köle dahi getirilse, onu dinlememi ve ona itaat etmemi emretti.»

(Muslim, Kitabu'l Mesacid bab, 240; İbn-i Mâce, Kitab el-Cihad, bab, 39)

Bu konuda 210 sayfalık bir kitap yazan günümüz hadis âlimlerinden M. Sait Hatipoğlu söylenmesi gerekeni söylemiştir. Şu cümleler ona aittir:

Pek çok İslam âliminin kanaatinin aksine, taraflardan hiçbirisi, Halifenin Kureyşli olmasını emredici hiçbir hadis veya Peygamber talimatı öne sürmüş değildir. Kaldı ki böyle bir hadis olsaydı, Muhacirlere en büyük destek teşkil eder, başka delile ihtiyaç görmeden onu ileri sürerlerdi. Tekrarlayalım, bazı âlimlerin zannettikleri gibi, seçim yerinde, İmamların, halifelerin Kureyşten olacağına dair herhangi bir peygamberi hüküm asla bahis konusu edilmiş değildir.

(Hilafetin Kureyşiliği, M. Sait Hatipoğlu)