ENGELSİZ ÇOCUKLARDA ENGELLİLİK ALGISI

Abone Ol

Çocuklar masum ve temiz kalplidirler, soracakları soruları muhataplarının yüzüne karşı direk sorarlar, cesaretlidirler. Kalpleri merhametlidir, günümüzün çocuklarının daha bilinçli olduklarını düşünüyorum. Teknolojinin gelişmesi, çocuklara yönelik yayınların farklı ve farkındalık oluşturmaya yönelik olması, ufukların genişlemesine neden oluyor.

Çocuklar artık Kemalettin Tuğcu okumuyor. Soracaksınız; “Kemalettin Tuğcu’ya karşı mısınız? diye. Doksanlı yılların belki son Kemalettin Tuğcu okuyan nesillerinden biri olarak, “hayır” diyorum. Uzun bir yazıda anlatılacak bir yazardır Tuğcu. Bazı edebiyatçılar beğenmese de, bize hikâyeleri okunduğu zaman, üzerimizde Küçük Emrah filmleri izlemiş hissi uyandırıyordu. Kaderdaş olarak görüyorduk Tuğcu’yu. Çünkü o da bir engelliydi. Engelli doğduğu için köşkte yalnız bir hayat sürüyordu. Okuma yazması olmadığından, annesinin desteğiyle evde eğitim alıyor. Fransızca öğreniyor ve okumayı ilerletiyor. Tuğcu bir röportajında önce şiir yazdığını, sonra romanlara yöneldiğini anlatır, ilk yazdığı romanları yaktığını, kimseye göstermediğini söyler. “Her engellinin biraz içine kapanık ve üzüntülü olduğunu ifade eder.” Sakat çocuk romanı biraz Kemalettin Tuğcu’yu anlatır. Romanlarında görme engelli kızlardan bahseder. Yazdıkları biraz insanın içini acıtır, biraz da eğitimin önemine dikkat çeker.

İlkokul yıllarımızda Niğde’deyken, okul bahçemizde gezer, karşımızda bulunan İnönü Okulu’nun gündüzlü eve dağılan çocuklarını izlerdik. Tanışmak istediğimiz çocuklar korkar, bizden kaçarlardı. İçimizde farklı tiklere sahip görme engelli arkadaşların varlığı çocukları korkutmaya yeterdi. Bazıları da soru sormaya çekinir, bizim yanımıza gelip tekrar kaçarlardı. Niğde ilinde Halil Kitapçı okulunda sosyal bilgiler öğretmeni Mustafa diye bir hocamız, kendi okuttuğu sınıfının en iyileriyle bizi kardeş yapmış, o öğrencilerle bizim sınıfı tanıştırmıştı. Aramızda güzel dostluklar gelişmişti. Lise yıllarımızda genç arkadaşlarla kaynaşmamız daha kolay olmuştu. Eğitim anlamında görme engelliler için kaynaştırmayı tavsiye edenlerdenim.

Günümüz çocukları başta ifade ettiğim gibi daha cesur. Televizyon yayınları, engellilere ışık tutan çizgi filmler ve son dönem hikâye kitapları fikir açısından küçüklerde büyük etki bıraktı. Birkaç ay önce kızımla beraber izlediğimiz, TRT Çocuk Kanalı’nda yayımlanan, fiziksel engelli bir çocuğun, ablası ailesi ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerini anlatan, sonrasında kendini topluma kabul ettirmeyi başaran bir çocuğu temsil ediyor. Geçenlerde Sayın Valimiz bizlerin evini ziyaret ettiklerinde kızıma bir masal kitabı hediye ettiler. Ekran okuyucularımız yardımıyla kitabı okuduğumuzda engelliliğin farklılıkları anlatan bir masal olduğunu gördük. Feridun Önal’ın farklı ama aynı masalı çok hoşumuza gitmiş, ailecek okumuştuk. Ayaklarından engelli bir keçinin diğer sürüyle olan ilişkilerini ve çobanın keçinin yürümesi için yaptığı yürüteci konu alıyordu. Kızımdan, anaokuluna kitabı götürerek öğretmenin diğer öğrencilere kitabı okumasını istedik.

İlimizde geçen yıllarda engellileri tanıtmak için okullara gidiyor, küçüklere ve gençlere kendimizi anlatıyorduk. Duygu sömürüsü yapıp çocuklardan para toplayan engellilerin yanında, hayatı başarılarla dolu kardeşlerinin de varlığını söylüyorduk. Okul müdürlerimiz ve eğitimcilerimizden bu konuya ilgi göstermelerini, engellilerle engelsiz öğrencileri tanıştırmanın önemini tekrar gözden geçirmelerini rica ediyoruz.