Referandumu Alâeddin’in sihirli lambasına dönüştürdük. Sihirli bir değnek oldu. Birikmiş bütün sorunları çözecek bir anahtar. İktisadi, siyasi, sosyal her türlü problemin çözümünü 16 Nisan Günü halk vereceği oylar ile ya çözecek, ya da daha da beter hale getirecek!

Öyle ki insanlar, hem dünyalarını hem de ahretlerini burada vereceği karar ile kurtarıp- kurtaramayacak? Ya terörist, ya da vatansever olmaya karar vereceksiniz. Hain olmanız da mümkün, hain olmamanız da?

Kişi başı GSMH’yi 25 bin dolarlara çıkarmak sizin elinizde?İşsizliği ortadan kaldıracak kararların alınması da burada vereceğiniz oyun rengine göre oluşacak. Yedi düvele ders vereceğiz. Herkes haddini bilecek. Ne Rusya, Ne Amerika, ne Çin her şey Türkiye için diyorsanız bunu vereceğiniz oyun rengi ile belli edeceksiniz.

Beklentileri bu kadar yükseltmek ne kadar doğru?  Ya bütün bu süreçte konuşulanlar, söylenenler gerçekleşmez ise insanların yaşayacağı hayal kırıklığınıhiç düşündünüz mü? Kaybolan güven yeniden nasıl tesis edilecek?

Toplumun hiçbir zaman bu kadar keskin ayrıştığını ve bir birleriyle ilgili duygularının olumsuzlaştığını görmedim. Siyaseti, farklılıkların müştereğini bulma ve oluşturma yolu olmaktan çıkarıp, toplumun ötekileşmesine zemin hazırlayan bir enstrüman haline getirir isek kuşkusuz herkes bundan zarar görür.

Amacın, aracı haklı kıldığını düşünen insanların, amaca ulaşmada her şeyi mubah görmesi ne kadar doğrudur tartışılır. Tolerans sınırlarını güçlüler belirliyorsa ortada “anemik” bir durumun oluşması da kaçınılmaz olur.

 Referandumu toplumun ve devletin yeniden inşası için bir yol olarak görüyor, bunun için yapıyorsak, izlenen yol ve metotlar inşa etmekten çok yıkmaya yöneliyor bunu görmeliyiz.

BertnardRussell; “Dünyanın asıl sorunu akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır” sözü akılda kalmalıdır. İçinde yaşadığımız dönem ve coğrafyamızın jeo-politiği, dünya da gelişen, süper güçlerin saklamadan açık ederek gerçekleştirmek istedikleri proje, bizlerin ve ülkemizi yönetenlerin kuşku içinde olması, gelişmeleri de bu minvalde değerlendirmesini zorunlu kılıyor.

Hatta her zaman olduğundan daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımızı oluşturuyor. Referandum insanlarda olumlu olumsuz beklentileri çok yükseltti. Çok gereksiz polemikler ve söylemler ile kendilerini bağlayan politik aktörler, zaman içinde ne kadar çok değersizleştiklerinin farkına varmalılar. Sofistike davranışlar güven vermiyor farkında olun.

Apokaliptik(Anlaşılmaz, Kapalı, karanlık) bir sürecin dünya için ne kadar sıkıntılı olacağını düşünürken, ülkemizin de bundan soyutlanamayacağını görmeliyiz. İnsanlar üzerinden sürrealist bir beklenti oluşturmayın.