32-De ki: “Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiç kimse, idraki aşan hakikatleri asla bilemez; Nitekim onlar da öldükten sonra nasıl ve ne zaman diriltileceklerinin bilincinde değiller. (Neml 69)

--De ki: “Yeryüzünde gezin de görün, devamlı günah işleyenlerin hali nasıl oluyormuş bir bakın!”

33-HİÇ şüphesiz bu Kur’an, İsrailoğullarının üzerinde ihtilafa düştükleri birçok konuya açıklık getirmektedir. Çünkü o da, inananlar için bir rehber ve bir rahmettir. (Neml 76-77)

--Muhakkak ki bu Kur’an, İsrailoğullarının ayrılığa düştükleri konuların ekserini onlara açıklar. Şüphesiz o (Kur’an), müminler için bir rahmet ve rehberdir.

34-Resulüm; işini sağlam tutarak Allah'a güven! Çünkü sen, apaçık hakikat üzeresin. Sen, şüphesiz, manen ölülere işittiremezsin; dönüp giden manen sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. (Neml 79- 80)

--(Ya Muhammed!) Allah’a tevekkül et! (Güven duy) Muhakkak ki sen, apaçık bir hakikat üzeresin. Şüphesiz sen, bu daveti, ölülere işittiremezsin ve arkasını dönüp giden sağırlara da işittiremezsin!

35-Manen körleri sapıklıklarından döndürüp doğru yola iletemezsin; ancak ayetlerimize inanıp teslim olanlara duyurabilirsin. (Neml 81)

--Sen, sapıklığa düşmüş (Manevi) körleri doğru yola götüremezsin! Anacak, ayetlerimize iman etmiş olanlara duyurabilirsin! Zaten onlar, inanarak teslim olanlardır.

36-Ve (o vahyi işitmeyen ölüler ve sağırlar) aleyhindeki söz gerçekleştiği zaman, onlar için yerden bir canlı çıkarırız; o onlara mesajlarımıza öteden beri insanların yürekten inanmamış olduklarını söyler. (Neml 82)

--Ve (ayetlere inanmayanların üzerine) söz gerçekleştiği (kıyamet kopacağı) zaman, onlar için yerden bir canlı çıkarırız. Bu (Dabbe) insanların ayetlerimize inanmadıklarını onlara söyler.

37-İşte o gün, her bir ümmetten ayetlerimizi yalanlayanlara özgü birer bölük oluşturacağız ve onları (öylece) sevk edeceğiz. Ta ki (huzura) geldikleri zaman, (Allah) onlara “Aklınızın kapasitesi onları kavramaya yetmediği için âyetlerimizi yalanlamaya mı kalktınız? Eğer öyle değilse, bugüne dek ne yaptınız?” diyecek. (Neml 83-84)

--O gün her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanlardan bir bölümünü toplarız ve(Hesap yerine) sevk edilirler. Sonunda (hesap yerine) geldikleri zaman (Allah onlara) “ayetlerimi kavrayamadığınız için yalanladınız mı der. Peki, bu güne ne hazırladınız? (Denir.)

38-İşte onların tüm çarpıtmalarına rağmen kendileri aleyhindeki söz böyle yerini bulmuş olacak. Dahası, bu durum karşısında onlardan çıt çıkmayacak. (Neml 85)

--Ve onların zulümleri yüzünden üzerlerine (Azap tehdidi olan) söz gerçekleşti. Ve onların artık konuşacak halleri kalmaz.

39-Hem onlar, geceyi bağrında dinlensinler diye (karanlık), gündüzü de (hayatın çift kutuplu yasasını) görsünler diye (aydınlık) kıldığımızı hiç mi düşünmediler? Elbet bunda inanacak bir toplum için, alınacak bir ders mutlaka vardır. (Neml 86)

--Görmüyorlar mı? Geceyi için de dinlenmek için ve gündüzü de (İşlerinizi yapmanız için) aydınlık kıldık. Şüphesiz bu (Verilen misaller de) inananlar için ne ibretler vardır.

40-Sûra üfürüldüğü gün, Allah'ın diledikleri müstesna, gökte olanlar da yerde olanlar da dehşet içinde kalırlar. Hepsi Allah'a boyunları bükülmüş olarak gelirler. (Neml 87)

--Ve o gün (Yeniden dirilme gününde) Sur’a üfürülür. Allah’ın diledikleri (bazı melekler) hariç, göklerdekiler ve yerdekilerin hepsi başı önünde Onun huzuruna getirilir.

41-Dağları, yerinde cansız gibi durur görürsün. Oysa onlar bulutların geçişi gibi geçerler. Bu, her şeyi sağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Doğrusu O, yaptıklarınızdan haberdardır. (Neml 88)

--(Sen) dağları görürsün de, onları cansız/hareketsiz sanırsın. Hâlbuki onlar, kayıp giden bulutlar gibi geçip giderler. Bu, her şeyi mükemmel yaratan Allah’ın sanatıdır. Muhakkak ki O, (Allah) ne iş yaptığınızdan haberdardır.

42-Kim güzel eylemlerle (huzura) gelirse, daha hayırlısıyla karşılığını bulacaktır; üstelik onlar o günün dehşetinden emin olacaklardır. )Neml 89)

--Kim güzel işler yaparak gelirse, onun için daha hayırlısı vardır. Böyleleri (Güzel amellerle gelen) o günün korkusundan emin olurlar.

 

43-Kim de kötü maksatlı eylemlerle (huzura) gelirse, artık onlar da yüzüstü ateşe kapaklanacaklardır: Şimdi siz, yapıp ettiklerinizin dışında başka bir karşılık mı bekliyordunuz? (Neml 90)

--Kim de kötülüklerle (Allah’ın huzuruna) gelirse, onlar da yüzüstü ateşe atılırlar. Siz ancak suçunuzun karşılığı kadar ceza görürsünüz.

44-De ki: “Ben, yalnızca her şeyin sahibi olan bu kutlu kılınmış şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmak ve Kur'ân okumakla emrolundum.” Kim doğru yolu bulmuşsa, yalnız kendisi için bulmuş olur; kim sapıtırsa, ona de ki: “Ben, sadece uyaranlardan biriyim.” (Neml 91-92)

--Bana ancak, mübarek kıldığı bu şehrin Rabbine ibadet etmem emir olundu. Çünkü her şey ona aittir. Yine ben O na (Allah’a) teslim olmakla emrolundum. Ve Kur’an’ı okumakla (Ve onlara ulaştırmakla) emir olundum. Kim hidayet yoluna giderse kendisi için yapmış olur. Kim de sapıtmışsa, de ki: “Ben sadece bir uyarıcıyım.”