Psikolog Dr. Kerime Begüm Özkaya, çocukların okula başlama yaşının belirlenmesinde bir yaşın bile çocuğun tüm eğitim hayatını etkileyebileceğini söyledi. Medicana Sivas Hastanesi Psikolog Doktoru Kerime Begüm Özkaya, çocukların okula başlama yaşının belirlenmesinde uzman doktorlar kontrolünde yapılacak testlerin önemine değindi. 0-6 yaş döneminin çocuklar için çok önemli olduğunu vurgulayan Özkaya, “Çocuk için 0-6 yaş dönemi çok önemlidir. Çocuğun zihinsel, bilinçsel, sosyal ve duygusal açıdan gelişimi için önemlidir. Bu dönemde çocuğun okula hazır olup olmadığı iki açısından ele alabiliriz. Bir genel sağlık açısından; çocuk okula başlamadan bir doktora başvurarak sağlık taraması yapılabilir. İkinci aşamada; çocuğun ince ve kaba motorunun gelişip gelişmediğine bakılabilir. Buda; çocuk kalem tutabiliyor mu, yazı yazabiliyor mu, resim çizebiliyor mu, kasları gelişmiş mi, el koordinasyonu nasıl bunların incelenmesi gerekiyor” dedi.

OKUL OLGUNLUĞUNUN ÖNEMİ

Özkaya, çocuğun okula uyumu ve başarısında okul olgunluğunun önem arz ettiğini ifade edip, “Okula başlamak çocuğun hayatında çok önemli bir dönüm noktasıdır. Çocuk ilk kez çok programlı eğitime, disipline, planlı ve programlı bir süreç içine girdiği için kendini kötü ve gergin hissedebilir. Çocuğun okula başlamasında aslında 2 aşama vardır; bir çocuğun okula uyumu, iki okuma yazma becerisinin gelişmesi. Anne babalar için okuma-yazma becerilerinin gelişimi daha önemli olsa da bir çocuğun okula uyum sağlayıp sağlamadığı daha çok önemlidir. Buda çocuğun okul olgunluğuna sahip olup olmadığı ile ilgilidir. Bir çocuğun okula uyum sağlayabilmesi, okuma yazma becerilerini geliştirebilmesi çocuğun okul olgunluğu ile alakalıdır. Okul olgunluğu çocuğun fiziksel, sosyal, ruhsal ve bedensel olarak okula hazır olması ile doğru orantılıdır.”dedi.

BİR YAŞ BİLE ÖNEMLİ

Özkaya, okula başlama yaşında çocuğun özelliklerine göre bir yaşın bile önem taşıdığının altını çizip, “5 yaşındaki bir çocuğu, 6 yaş seviyesindeki çocuğun sınıfına yerleştirdiğimiz zaman ondan dersini anlamasını, dersini dikkatli dinlemesini, disiplin içerisinde okula gitmesini bekliyoruz ve çocuk bunları yaş itibari ile gerçekleştiremiyor. Böylece de çocuğun kendi iç dünyasındaki özgüveni zedeleniyor ve düşüyor. Okulda diğer arkadaşlarından daha başarısız, ders notlarında düşüklük, sınıf içerisinde uyum sağlayamama ve öğretmen ile iletişim halinde olamama gibi durumlar yaşıyor. Buda çocuğun ileriki eğitim hayatını olumsuz yönde etkiliyor.”dedi.

ÖZ GÜVENDE ZEDELENME RİSKİ

Özkaya, erken okula başlayan çocukların karşı karşıya kalacağı başarısızlığın özgüvenlerinde zedelenmeye neden olabileceğini belirtip, “ Bir çocuğun birinci sınıf ortamında ders dinleyebilmesi, okul becerilerini sağlayabilmesi, dikkatini sürdürebilmesi gibi çeşitli yetilere sahip olması gerekiyor. Bu yetilere sahip olmadığı zaman çocuk kendini başarısız, mutsuz, arkadaşları içerisinde geriye itilmiş, öğretmeni ile olumsuz ilişkilere sahip, aynı zamanda ders başarısı düşük olduğu için evde anne babası ile de olumsuz bir takım sorunlar ve sıkıntılar yaşamalarına neden oluyor. Buda çocukta özgüveninde zedelenmelere neden oluyor. Bunların üslendiği çocuk ileriki eğitim öğretim hayatında olumsuz, başarısız öğrenci olarak hayatına devam ediyor.”dedi.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM GEREKLİ

Özkaya, çocukların temel eğitime başlamadan önce alacakları okul öncesi eğitimin başarılarında etkili olduğunu ifade ederek, “ Okula başlayan bir çocuk dikkatini devam ettirebilme, öğretmenin dediklerini anlayabilme ve devam ettirme, disiplin içerisine girme yetilerine girme sahip olması gerekiyor. Aynı zamanda okul içerisindeki uyumu, disipline uyumu, öğretmenin dediklerini dinleme, arkadaşları ile olumlu bir şekilde iletişimini devam ettirmesi gerekiyor. Anne babalar gerekirse bir psikologdan destek alarak çocuğun okula gidip gitmemesi konusunda çeşitli testler yaptırması ile karar verilmesi daha uygun bir süreç olur. Bir çocuğun okula başlamadan önce anasınıfına gitmesi, okul öncesi eğitim alması gereklidir. Çünkü okul becerisini kazanması, kalem tutabilmesi, resim yapabilmesi, öğretmene uyum sağlayabilmesi, arkadaşları ile iletişim halinde olması okul öncesi dönemde başlar. Onun dışında anne babalar okul ile alakalı çocukları ile gün içerisinde konuşmaları ve sohbet etmeleri gerekiyor. Okulun eğlenceli ve eğitici tarafları, arkadaşları ile geçirecekleri güzel tarafları, öğretmenleri ile geçirecekleri güzel vakitler, öğrencilerin anlayabileceği bir şekilde anne babalar tarafından anlatılması gereklidir” şeklinde konuştu.

 

SÜREÇTE ÇOCUKLAR YALNIZ BIRAKILMAMALI

Çocukların okula adaptasyon sürecinde veliler tarafından yalnız bırakılmaması gerektiğini söyleyen Özkaya, bu süreçte velilerin yapması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Onun dışında okula giriş çıkış saatlerinin çocuğa uygun bir dille anlatılması gereklidir. Çünkü çocuklar okula gittikleri zaman anne babalarından ayrıldıkları için ayrılık kaygısı yaşayıp ayrılık krizleri nöbetleri yaşayabiliyorlar. Bunun için çocuğu geri alacaklarını, gerekirse okula giriş çıkış saatlerini bir kağıda yazıp çocuklarına parmak hesabı ile anlatarak göstermeleri gerekiyor. Çocukların kendi başına girişimlerinin desteklenmesi gerekiyor. Anne babanın gözetimi altında çocuk bir iki saat tek başına resim çizebilir, yazı yazabilir, oyun oynayabilir. Bunları da çocuğa katmak gerekir. Çocuğun eline televizyon, tablet veya bilgisayar verip çocuğu tek başına bırakmak uygun değildir. Çocuğun okula alışması için çeşitli etkinlikler kazandırmak gerekiyor. Çocukla birlikte okul için alıştırmalar, faaliyetler yapmakta fayda var. Okul ile alakalı şüpheleriniz varsa başlayıp başlamama konusunda tedirginlik yaşıyorsanız, gerekli bir uzmana başvurarak çeşitli testlerden çocuk geçerek, okula gidip gitmemesi konusunda karar verebilirsiniz.”İHA