İlk hastane maceram, babamın Ankara’ya beni göz doktoruna götürmesiyle başladı. Birçok siyasileri araya alarak gidilen büyük hastaneler, bırakın engelliler için hasta yönlendirmeyi, yardımları, sıranın bile bir günde bulunamadığı hâle gelirdi. İlaçlar için ayrı kuyruklar olur, genelde ilacımızı, SSK hastanesinde çalışan bir yakınımıza aldırırdık. Akşam eve gelirken bizim ilaçları da Hüseyin Abi getirirdi. Yatılı okullarda okuduğum için rahatlıkla hastaneye gider, bir sıkıntı yaşamazdım. Bizlere sağlık karneleri verilir, kaybetmememiz istenirdi.

Ankara’da birçok hastane gezmiş, özel hastanedeki doktorların birçoğu fahiş paralar istemişti. Babam, ödediği tarım sigortasını bile ödeyemez hâle gelmiş, mecliste milletvekillerinden yardım istemek zorunda kalmıştı. Konuştuğum birçok görmeyen arkadaşının da aynı yola başvurduğunu, benim yaşadıklarımın aynısını yaşadığını öğrendim.

İlkokul dördüncü sınıfta böbrek taşı rahatsızlığı yaşadığımda, yine Ankara’da tedavi olmak zorunda kalmış, ön sırada bir yardımsever abinin bize yer vermesiyle erken tedavi olma hakkını kazanmıştık. Doktorların istediği bıçak paraları ve ameliyat için verilen iki yıl günler, belimizi bükmüştü. Babam çaresizce yine araya birilerini koyarak beni tedavi ettirebilmişti.

Aradan yıllar geçti, meslek sahibi oldum, Ankara’da memuriyetim zamanında ameliyat olmam gerekti, Ankara hastanesinde iki günde tetkiklerim yapıldı, hemen ameliyatımı oluverdim. Ne kimseyi aradım, ne yalvarıp yakardım.

Devir iki bin. Rabbim devletimize zeval vermesin.

Artık engelliler sıra beklemeden muayene oluyor. Birçok hastanede hasta yönlendirmeler var. Sizi gideceğiniz doktora götürüyor, görme engelli zorluk çekmeden, tek geldiyse, bütün işlerini halledip, tekrar hastanenin dışına bırakılıyor.

Geçen aylarda, eşim üniversite hastanesinde tedavi olmak zorunda kaldı. Bebeğimiz dünyaya geldi ve kısa yaşayarak aramızdan ayrıldı. Hastane personeli o kadar ilgi gösterdi ki, bizler mutlu olduk. Doktor Ali Yanık Hocamız, Ayşe hocamız, rektörlükte engellilerin dedesi Recep Hocamız, her zaman hatırımızı sorarak destek oldu. Diğer personelden, basın protokol hasta yönlendirme Hakan Saydam Abim, Mikâil Aslancıl kardeşim, bizi yalnız bırakmadı. Üniversite rektörümüze, rektör yardımcımız Hilmi Hocamıza, üniversite ve hastane yönetimine çok teşekkür ediyoruz.

Geçenlerde burun ameliyatı olmak istediğimde, kulak burun boğaz doktorumuz Kasım Hocamız bizzat bizimle birebir ilgilendi. Kendisinden Allah razı olsun.

Eskiden profesörlere ulaşmak bu kadar kolay mıydı dedim kendi kendime. Hemşireler, personel bu süreçte etrafımızda dört döndü. Bütün hastalar aynı ilgiyi görüyor, memnuniyetle ayrılıyordu.

Rabbim kimseyi hastaneye düşürmesin. Hastanelerimizin ve iyi yürekli personelimizin de eksikliğini göstermesin.