BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİYM

 

      Allah ın rahmeti, bereketi;  Allahın  kitabı  ve  resulün  sünnetine  kayıtsız  ve  şartsız  şeksiz  ve     şüpesiz  tabi olanların üzerine olsun. yine Allahın selamı  tüm hidayete tabi olanların üzerine olsun.    

 

                Allah kuluna kafi (yeterli) değil mi, seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi saptırırsa (sapıklıkta bırakırsa) artık onun için (doğru) yol gösterici yoktur.

 

                Allah kimi de hidayete (doğru yola) eriştirirse artık onun için bir saptırıcı yoktur. Allah Aziz (üstün ve güçlü olan) intikam sahibi değil midir? (39-Zümer36- 37)

 

      "Rabbim, benim göğsümü aç (genişlik ver)." Bana işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz. Ki sözümü anlasınlar. (20-Tâ-Hâ 25…28)

 

     Herşeyden önce en büyük iyiliği; Allah'ın egemenliğini ve hayat için belirlediği proğramı, kabul ettirmeye çalışmakla, en büyük kötülüğü de; Allah'ın hayat için koyduğu yasayı reddetmekle (Allah'ın ilahlığını reddetme kötülüğünü) ortadan kaldırmak gerekmektedir. Çünkü ancak temel atıldıktan sonra binanın dikilmesine geçilebilir. Öyleyse bölük pörçük çalışmalar bir noktada yoğunlaştırılmalı, hepsini tek bir cephede toplamayı ve binanın temelini oluşturan biricik zeminin hazırlanmasına ağırlık verilmelidir.

 

Bazan müslüman toplumun; hayatının temeli ve iyiliği emretme kötülükten sakındırma eyleminin zeminini hazırlayan asıl mesele ayak altına alınmışken insan, birtakım insanların detaylara ilişkin iyiliği emretme kötülükten sakındırmak için ortaya koydukları çabaya hayıflanıyor ve üzülüyor!

 

Ekonomisinin temeli faize dayanan ve malının tamamı haram olan ve hiçbir ferdinin helal lokma yeme imkanına sahip olamadığı bir toplumda, haram yemenin günahından bahsetmenin ne anlamı olacaktır? Çünkü bu toplumun sosyal ve ekonomik düzeni bütünüyle Allah'ın hayat için koyduğu yasayı reddetmekle her şeyden önce Allah'ın ilahlığını reddetmiş bulunmaktadır!

 

Kanunları zorla ırza geçme dışında zinayı yasak saymayan, hatta zorla ırza geçme halinde bile onu Allah'ın yasası ile cezalandırmayan bir toplumda fuhşu engellemeye çalışmak ne işe yarar... Çünkü bu toplum Allah'ın hayat için koyduğu şeriatı reddetmekle ilke olarak Allah'ın ilahlığını reddetmiş bulunmaktadır?!

 

Kanunları içki içmeyi ve alış-verişini serbest bırakan ve umuma ait yollarda apaçık sarhoşluk dışında kimseyi cezalandırmayı öngörmeyen hatta bu durumlarda bile Àllah'ın hükmünü, sarhoşa uygulamayan bir toplumda, sarhoşluğun zararlarını dile getirmenin, buna engel olmaya çalışmanın ne gibi bir yararı olabilir? Çünkü bu toplum ilke olarak Allah'ın egemenliğini kabul etmiş değildir. Allah'ın egemenliğini kabul etmeyen ve içinde Allah'a değil, Allah'ın dışındaki ilahlara tapılan bir toplumda, dine sövmeyi yasaklamak hangi meseleyi çözebilecektir? Çünkü burada toplumun hukukunu, yasasını, düzenini, kurumlarını, değerlerini ve ölçülerini belirleyen Allah'ın dışındaki ilahlardır. Söven de sövülen de Allah'ın dininde değildir. Onların her ikisi ve toplumlarının kitleleri; toptan onlara hukuklar, yasalar belirleyen, onlar için değerler ve ölçüler koyan kimselerin dinindendir.

 

Bu durumlarda iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklamanın ne yararı olacaktır. Bu büyük kötülüklerin en büyüğü olan, Allah'ın hayat için belirlediği hayat programını red etmek suretiyle, Allah'ı inkar etme kötülüğü yasaklanmadığı müddetçe, değil küçük kötülükleri engellemenin, büyük günahları engellemenin bile ne yararı olabilir?

 

Mesele bu saf insanların harcadığı çabaların, güçlerin ve onun verdiklerinin çok üstünde bir büyüklüğe, genişliğe ve derinliğe sahiptir. Bu aşamada ne kadar geniş kapsamlı olursa olsun hatta, isterse bunlar Allah'ın sınırları olsun detaylara göre hareket edilmez. Allah'ın koyduğu sınırlar her şeyden önce Allah'ın egemenliğini kabul etme temeline dayanır. Başka bir temele değil. Eğer bu egemenlik, yaşanan bir realite olarak kabul edilmiyorsa, Allah'ın yasası, yaşamanın biricik kaynağı olarak alınmıyorsa, Allah'ın ilahlığı ve egemenliği siyasi otoritenin tek kaynağı sayılmıyorsa o zaman detaylara ilişkin her çalışma boşunadır. Ayrıntılarla ilgili her girişim abestir. En büyük kötülük diğer kötülüklerden daha çok çalışmaya ve çaba sarf etmeye, engellemeye muhtaçtır.

 

Her şeyin en doğrusunu bilen yalnızca Allah’tır.